Öncelikle bu kadar radyo amatörlüğü yazısı içinde bu ioniq 6 yazısı nereden çıktı diyecek radyo amatörü arkadaşlar için, Ioniq 6'nın direksiyonundaki detayı paylaşayım.
Hyundai logosuna dikkat;)
Merhaba, Yaklaşık 6 aydır bir Ioniq 6 kullanıcısıyım.
Bu dönemde hem kendim bir çok bilgi öğrendim hem de , özellikle ilk defa elektrikli araba kullanan hele ki , elektrik, batarya vs. konularında tecrübesiz insanların sorularını gördükçe en azından yeni başlayanları yönlendirecek bir bilgi kaynağı oluşturayım dedim.
Buradaki başlıklar genel olarak Ioniq6 , Ioniq 5 kapsamında olsa da genel olarak tüm EV araçlar için geçerli bilgilerdir.
İlk tavsiyemi şöyle yazayım... Araçlarımızın boyası çok ince.. PPF kaplama yaptırmanız önemle tavsiye edilir. Ne yaptırayım hangi ppf diyorsanız başka kaynakları okuyun diyorum. O konu ayrıca ele alınması gereken bir konu.
Sizden gelen sorular oldukça listeye eklemeye devam edeceğim.
Öncelikle bendeki araç Ioniq 6 Progressive. Tercihimi bu araç yönünde kullanarak ikinci el aldım. Elektrikli araçlarda ciddi bir kazası yoksa ikinci el almanın yaratacağı herhangi bir olumsuz durum olduğunu düşünmüyorum. Şunun şurasında bu araçlar 1 yıldır piyasadalar. 1 yılda eski sahibi her gün %100 şarj bile yapmış olsa , sürekli 0-100 hızlanma denemesi de yapmış olsa bir zarar vermeleri pek mümkün değil. Olası üretim hataları da bu kadar sürede ortaya çıkmış olacağından avantaj bile sayılır.
Peki ben neden Advance değil de Progressive aldım. (aşağıda yazan bazı maddelere advance kullanıcıları aslında bu özellik bizde var diyor.. ancak hyundai sayfasında farklar bu şekilde yazılmış)
Sunroof: Aracı oldukça ferah yapıyor.
Isıtmalı/Soğutmalı Koltuklar: Advance serisinde yok!!!, Progressive'de arka koltuklar dahil ısıtma varken, ön koltuklarda ilave soğutma da yer alıyor.
360 derece görüş kamerası: Park ederken oldukça işe yarıyor. Ayrıca sinyal verildiğinde ekranda açılan yan kameralar ile aynaya bile bakmaya gerek duymadan arkanızı görebiliyorsunuz
BOSE ses sistemi: Benim için arabada müzik önemli. Hele böyle sessiz bir araçta çift camlarımız da kapalıyken ev keyfinde müzik dinlemek için çok güzel bir ses kalitesi veriyor.Ayrıca advanceteki 6 hoparlör yerine burada subwoofer dahil 8 hoparlör mevcut.
V2L adapör demiyorum çünkü, Advance serisine de birkaç bin liraya V2L adaptörü takılabiliyor.
Yan Park Sensörü: Progressive'de var ama Advance'te yok. Çok bir faydasını görmedim açıkçası.
Park Çarpışma ve Güvenli Çıkış Uyarıları: Park ederken gelen bir araç var ise direksiyonu titreterek uyarıyor. Hatta opsiyonu kapatmazsanız frene basıp durduruyor. Fren kısmını hiç sevmedim. Kapattım. Ama titreşim açık kullanıyorum.
Akıllı Park Asistanı: Aracın uygun park yeri bulduğunda kendi kendine park etmesine yarıyor da.. Niye kullanalım?
Anahtardan hareket: Evet.. Aracın anahtarı üzerinden dar bir park yerine giriş çıkış için aracınızı ileri geri hareket ettirebiliyorsunuz. Nasıl yapıldığına aşağıda değineceğim.
Hafızalı Koltuk: Gerçekten Advance'te yok mu bu ya.. Niye?
Rahatlama pozisyonlu koltuklar: Aracı park ettiniz içinde birini bekliyorsunuz ya da dinleniyorsunuz. Düğmeye basıyorsunuz ve koltuk en geriye gidip yatma pozisyonuna geçiyor. Yine tek düğme ile eski haline alabiliyorsunuz.
Isıtmalı Direksiyon: Yani, kullanana kadar böyle birşeye ihtiyacım olduğunu bilmiyordum. Kışın ne güzel oluyormuş!!!
Geri park sırasında yan aynaların aşağı göstermesi.. Sadece Progressivelerde var. Ve aktive olması için ayna seçim düğmesinin aynalardan birinde(sağ veya solda) olması gerek.
Biraz da aracın teknik özelliklerini yazayım:
111 kW tek motora sahip ioniq 6 (progressive ve advance aynı motor ve batarya ile satılıyor), 151 beygir güç üretiyor. Ve bu güücü 350 Newton'luk bir tork ile taçlandırıyor. 150 beygir 350 newton tork piyasadaki orta güçte birçok arabada var. Örneğin Passat TDI 2.0, Ford Focus, Peugeot 3008, Hyundai Tucson gibi.. Ancak aradaki fark içten yanmalı araçlarda (ICE diye adlandırılıyorlar) tork eğrisinden dolayı maksimum tork ve beygir belirli bir devir aralığında üretilirken, elektrikli araçlarda her hız her devirde mevcut.Bu yüzden daha önce bu güçlerde bir araç sürdüyseniz, yaklaşık 2 tonluk Ioniq 6'nın aynı güçle nasıl bu kadar seri olduğuna muhtemelen şaşıracaksınız.
Aracımızın 53kW kullanılabilir bataryası var. Diğer rakiplerinden düşük bir bataryaya sahip olsa da 0.22 civarı sürtünme katsayısından ve gelişmiş regen yapısından dolayı menzil olarak daha yüksek değerler veriyor.
Menzil demişken, bu soru biraz muallak. Menzil denen olgu öyle katalogta yazdığı gibi değil. Yani hiçbir elektrikli araç için değil. Sürüş stili, yolun eğimi, rüzgarın hızı ve yönü, hava sıcaklığı, lastik modeli, klima ya da ısıtıcıyı ne kadar açtığınız ile alakalı olarak değişiklik gösteriyor. Kendi tecrübelerimden faydalanarak şehiriçi yazın ortalama 11-12kW, kışın 16-18kw arası tüketim mevcut. Şehirlerarasında ise yine hızınıza bağlı olarak 15 ila 20kw arası değerler olası.
Batarya doluluk oranına göre bu menziliniz değişiklik gösterse de şehiriçinde benim gibi %80 şarj ile kullanıyorsanız 300 km civarı, şehirlerarasında ise 250 km civarı menziller alabilirsiniz.Ki ben biraz seri sürüyorum. Daha sakin sürüş ile daha yüksek değerler rahatlıkla yakalanabilir.
Batarya voltajı 460V olan bu araç dolum sırasında 520-540V civarı bir voltaj ile dolum yapıyor ki bunun önemini biraz aşağıda detaylı anlatıyorum.
Ioniq 6 ile 195 km/s hıza kadar çıkabildim. Bu hızdan sonrası maalesef yok. Limitlenmiş durumda.
Şimdi gelelim sorulara:
AC/DC Şarj Nedir?
Öncelikle şarZ değil şarj. Elektrikli arabaya binip hala bu kelimeyi doğru kullanamayn arkadaşlar var. Arabalarımızda bildiğiniz gibi bir batarya...hatta iki batarya var. Birincisi aracın motoruna bağlı olan yüksek enerji kapasitesine sahip bataryamız diğeri bildiğiniz 12V batarya. Ve bu bataryalar DC yani doğru akım depolayabilir. 12V batarya aracın şarjı %20'nin üzerinde olduğu her durumda araç tarafından arka tarafta sürekli şarj edilmekte. O yüzden bu konunun detaylarına girmiyorum.
Ana bataryayı şarj etmenin temel iki yolu var.
Birincisi AC şarj cihazı, ikincisi ise Şarj istasyonlarında görebileceğiniz DC şarj istasyonları. DC şarj istasyonu şebekedeki voltajı DC ye dönüştürüp daha yüksek hızlarda aracımıza yüklerken, arabayla verilen ya da sonradan aldığınız AC şarj cihazları arabanızın içinde bulunan bir "adaptör" ile AC voltajı yine bataryanın depolayacağı DC voltaja çevirir.
2. AC Şarj istasyonları niye farklı güçlerde?
Çoğu kişinin düşündüğü gibi AC şarj istasyonları bir şarj istasyonu değil, aslında araba ile konuşup üstündeki komütatör/ya da röleleri açarak arabanızın şebekeden beslenerek araç içindeki adaptör ile şarj olması için kullanılan cihazlardır. Yani bir nevi akıllı priz. Hatta basitçe bir ESP32, bir komutatör ve bir şarj kablosu ile rahatlıkla yapılabilecek cihazlar. Peki güç miktarı neye bağlıdır?
İstasyon ile Araba arasındaki kablo'nun tipine: Kablo ne kadar ince ise o kadar maaliyeti düşüktür. Bu yüzden yüksek şarj güçlü (11-22kw) şarj cihazları görece daha pahalıdır. Kablo üstündeki bir direnç ile arabaya bu kablodan ne kadar maksimum güç çekilebileceği bilgisini verir.
İstasyon içindeki komütatör/Switch gücüne: Yukarıdaki madde ile aynı..Ne kadar para o kadar köfte
İstasyonun şebeke bağlantısına: Ev prizinden bağlı iken 220V ve standart sigorta ile 16A max güç alabilirsiniz. Kısa bir hesap ile: 220x16: 3.5kw ortalama standart bir duvar prizinden alacağınız güçtür. Altyapı kuvvetli (kablolama ve sigortalar) ve şarj cihazınız destekliyor ise bunu 32A olacak şekilde ayarladığınızda yaklaşık 7kw hız ile şarj edersiniz.
Trifaze olayında işler değişiyor. Mantık olarak aynı anda 3 ayrı prizden şarj ediyor gibi bir durum ortaya çıkıyor. Yani Cihazınızı 10A'ya ayarlayıp bir Trifaze prize takarsanız 220x3x10= 6.6kw güç elde edersiniz. Yani, monofaze yani 220V prizde 32A ile alacağınız gücü trifaze'de 10A ile almaktasınız. Bu da daha ince tesisat kabloları daha düşük akım yüzünden daha az ısınan kablolar demek. Cihazınızı 16A ya ayarlarsanız 11kW değere çıkarsınız. Ki bu bizim arabamızım maksimum şarj kapasitesine ulaştığınız anlamına gelir.
22 kW şarj cihazı almanız size 11 kW'tan daha hızlı şarj sağlamaz. Ama ileride 22kW destekli bir araç alırsanız işinize yarayabilir.
Özetleyecek olursak. AC şarjda iki opsiyonunuz var. Monofaze ve Trifaze kullanımı. Monofaze'de altyapınız iyi ise 7kW'a kadar güç alabilirsiniz. trifaze'de ise Ioniq serisi için max 11kw, ama başka araçlar için 32A ile 22kW a kadar güç alabilirsiniz.
Yani şarj cihazı seçerken, ya araç ile verilen şarj cihazı ile 16-18 saat civarı hızlarda normal prizler ile şarj edebilirsiniz, ya da daha üst kapasite (mono veya trifaze) şarj cihazı alıp yüksek hızla (yaklaşık 3-5 saat) şarj imkanına sahip olabilirsiniz.
3. Duvar tipi mi Mobil mi şarj cihazı almalıyım?
Bu biraz kişisel ihtiyaçlara göre şekilleniyor. Ben mobil bir şarj cihazı tercih ettim. Çünkü, arabamla yazlığa, ailemin evine vs gittiğimde de şarj cihazım yanımda olsun istedim. Mobil şarj cihazının adaptörü ile gerektiğinde 220V prize de takabiliyorum, kendi evimde direkt trifazeye de takabiliyorum.
Ama bu tür gereksinimleri olmayan biri derli toplu dursun diye duvar tipi bir şarj cihazı alabilir.
Hatta bazılarımız hiç almadan araç ile verilen şarj cihazını bile kullanmayı tercih edebilirler.
Monofaze-Trifaze Adaptör
Bu gibi bir adaptör kullandığınızda cihazınız her ne kadar 11Kw olsa da , monofaze elektrik kullanacağınız için yine gücünüz max 7kw olacaktır.
4. Aracmı AC ile mi DC ile mi şarj etmek daha iyi?
Yapılan araştırmalar, her ne kadar AC ile düşük hızda şarj etmenin bataryanın yıpranmasını daha fazla engellediğini söylese de, bu fark öyle aman aman bir fark değil. 10 yıl kullanımda önemsenmeyecek derecede bir eskime etkisi olduğu yazıyor. Bu da aracınızı 8-10 sene satmayı düşünmüyorsanız belki sizin için bir fark yaratabilir ama ben olsam buna çok takılmazdım. Benim tercihim AC şarj ama.. sebebi tamamen duygusal.
En azından bu tarih itibari ile (Aralık 24) evden şarj kW ücreti 2.5 TL civarı tutarken DC istasyonundan şarj ortalama 9-10 TL arasında. Yine de sürekli DC şarj yapacak olursanız arada AC şarj ile %100 şarj yaparak batarya kalibarasyon ve dengelemeyi ihmal etmeyin.
5. Rejenerasyon Nedir?
Rejenerasyon kısaca, aracınızın yavaşlamak için fren ve balatalarını kullanmak yerine elektrik motorunu bir jeneratör gibi kullanarak hem yavaşlaması hem de bu sırada bataryalarını şarj etmesine verilen isim.
6. Hangi Regen modunu kullanayım?
Ioniq serisi için Level 0,1,2,3 diye 4 seviye regen seviyesi yanında, Auto ve I-Pedal mevcut.
Bu seviyelere aracın direksiyon arkası kulakçıkları ile ayarlanmaktadır. Bu levellar daha çok otobüslerde kullanılan retarder sistemi gibi çalışmaktadır. Yani sizi ayağınızı gazdan çektiğinizde belirli oranda yavaşlatmak içindir.
Aracımız maksimum 0.4G ivme ile regen yaparak yavaşlayabilmektedir ki bu da orta derecede bir fren seviyesine denk gelmektedir. Bu ivmede örneğin 100 km/s hız ile gidiyorsak 0 km'ye 7.1 sn'de yaklaşık 98 metre mesafede inebilmekteyiz. 0.4G'nin üzerinde bir yavaşlama yapacak şekilde frene bastığımızda balatalar ile yavaşlamaktayız.
Level 0- Yelken modu da denir arabanın motor tarafından herhangi bir sürtünmeye maruz bırakılmaması sayesinde bir nevi "peygamber vitesi" gibi süzülüp gitmesini sağlar.
Level 1- Ayağınızı gazdan çektiğinizde araçta hafif bir yavaşlama (benzinli arabalardaki gibi) yaratır ve bu sırada biraz şarja katkıda bulunur.
Level 2- Bu geri dönüşüm miktarı ve dolayısıyla yavaşlama daha çoktur.. Dizel arabaların gazdan ayağı çektiğinde yavaşlaması gibi..
Level 3- Oldukça sert yavaşlatır.. Dik rampalardan inerken kullanmak için ideal.
Auto- Bu levelları kendisi ayarlayan, örneğin önünüzdeki araba yavaşladğında sizin yerinize frenleme yapan ya da rampa aşağı sabit bir hızda inmenizi sağlayan mod. Ben genelde bu modu tercih ediyorum. Devreye almak için sağ kulakçığı basılı tutuyorsunuz. Ekranda auto yazınca sağ sol kulakçıklar ile şiddetini ayarlayabiliyorsunuz.
I-pedal: Tek pedal kullanım yapar. Yani frenleme için acil bir durum olmadığı sürece ayağınızı gaz pedalından çekmeniz yeterlidir. Aracı yavaşlatır ve durdurur. Diğer modlarda durdurma yapmamaktadır.SOl kulakçığa birkaç defa basıp bırakın Lvl1-2-3 ten sonra Max IPedal yazacaktır.
Manual Max Mode (ismi ben uydurdum) : Bu mod I-Pedal harici modlarda sürerken maksimum modda yavaşlamak için kullanılan bir yöntem. Direksiyon arkası Sol kulakçığı çekili tutarsanız aracınız rejenerasyon ile fren yapacaktır. Bu şekilde I-Pedal'da olduğu gibi araç durana kadar yavaşlatabilir.
Bu modların direkt olarak enerji tasarrufunda farkı aslında pek yok. Yani Level 1 de az tasarruf var. Level 3 te bataryam doldu taştı gibi bir durum söz konusu değil.. Hepsinde toplam geri dönüşen enerji aynı olsa da bu modlar sizin sürüş stilinizi de etkiliyor ve sırf bu sürüş stilinden daha tasarruflu sürüyorsunuz. Örneğin ben I-Pedalda hic tasarruflu süremezken, bir başkası en tasarruflu onda sürdüğünü söyleyebilir ve doğrudur da.. Bunun teknolojinin artısı ile alakası yok. Gaza ne kadar bastığınız ile alakası var. O yüzden çok düşünmeyin. 100 km'de 5 tl az yakacağım diye aracınızdan alacağınız keyfi boşuna yok etmeyin.
*** Bu modların hepsinde frene bastığınızda araba yavaşlamayı regen yaparak yapar. Yani balataları kullanmaz. Ancak çok düşük hızlarda ya da ani frenlerde balata durumu söz konusudur. Yani, elinizde sürekli Level 1-3 arası oynayarak yavaşlamaya çalışmanıza gerek yok. Ayak freni ile de aynı şekilde (hatta daha hassas şekilde) yavaşlar ve geri dönüşüm kazanırsınız.
Bu bilgiye itirazı olacak arkadaşlar için Hyundai' Amerika'nın Ürün Planlama Kıdemli Müdürü, İleri Düzey Araç Teknolojisi Planlama ve Çevre Uyumluluğu Müdürü ve Elektrikli Performans Geliştirme müdürlerinin yaptığı röportajdan alıntı yapayım. Üstüne kliklerseniz ana yazıya erişirsiniz.
Yani 0.4G ivmelenmeye kadar Ioniq'ler sadece regen fren yapıyor. Daha üstüne çıkarsanız sürtünme freni devreye giriyor demişler.
Bunun tek istisnası var. Auto Hold tuşuna 5 saniye basarak Balata temizleme moduna geçerseniz, bu sırada regen kullanılmaz sadece balata ile yavaşlarsınız. O da bir süre sonra kendini otomatik kapatıyor. Ve evet aracımızda bir balata temizleme modu mevcut. Normal şartlarda balata kullanımı çok az olduğundan zamanla disklerde oksitlenme oluştuğundan zaman zaman temizleme yapmak gerekiyor.
7. Peki.. Hangisi daha enerji tasarruflu?
Aslına bakarsanız Regen modları sizi yavaşlatırken şiddetine göre daha az/fazla geri kazanım yapmakta ancak enerjinin korunumu yasası gereği her yavaşlama daha sonrasında gaza basarak hızlanmayı gerektiriyor ise çok ta faydalı değil. Özetle normal fren balatasını kullanmadığınız sürece aralarında çok ciddi bir verim farkı olmayacaktır. Zevkinize uygun sürebilirsiniz.
Örneğin uzun yolda level 0, rampa inerken auto, şehir içinde ipedal veya auto genel olarak sizi mutlu edecektir.
Zevkine sürme yanında kötü havalarda örneğin buz/kar/yağmurda regen miktarını düşürmek faydalı Level 1 bu tür durumlarda idealdir. Aracın kayarak kontrolü kaybetmesini engeller. Zaten aracınızı SNOW moduna aldığınızda oromatik olarak Level 1 regen moduna geçer.
8. Aracım DC de ne kadar hızda şarj eder?
Ioniq 6'lar 800V mimarisi diye tanımlanan araçlar. Ancak 800V bir bataryası yok. Yaklaşık 530V civarı bir şarj voltajı var ve 400'ün üzerinde olduğundan bu şekilde tanımlanıyor.
Peki bu durumun bize avantajı ne?
DC şarj cihazları verebildikleri gücü Amper olarak aktarırlar. Örneğin 350 kW'lık bir istasyon olduğunu ve şebeke geriliminin de yeterli olduğunu varsayalım. Trifaze bir sistem olduğundan 350 kw/3 = 116 kw faz başı. Bunu da 3 faza bölecek olursak 530A gibi bir rakam ortaya çıkıyor. Dihaz içi kayıplar ile yaklaşık 500A bir toplam akım gücü var.
Bunu iki araç arasında paylaştırdığında araç başı 225A gibi bir rakama denk gelir.
Burada ince bir detay var. Bazı şarj cihazlarında şarj kablosu 200A olarak geliyor. Biz buna takılmayıp 225A alabildiğimizi varsayalım.
400V mimarisi bir araç geldiğinde 400*225= 90kW'lık bir şarj kapasitesine erişirken, biz aynı şartlarda 530*225= 120 kW'lık bir değere erişebiliyoruz. Tabii bunlar yuvarlak hesaplar. Eğer aynı şarj cihazına başka araba takılı değil ise pratikte bizim araçlarda 165-170 kW a kadar şarj edebilme şansımız var.
9. Soğuk havalarda ne yapmak lazım? Şarj etme hızı çok düşüyor.
Araçlarımızda kullandığımız bataryanın ideal şarj sıcaklıkları 20-30 derece arası yaklaşık olarak. Bunun altındaki ve üstündeki sıcaklıklarda batarya sağlığını korumak için şarj hızını araç düşürüyor. Sıcakta fanlar ile gerekli soğutmayı araç otomatıik sağlarken, soğuk havalarda aracın "batarya kondisyonlama" yapıp ideal ısıya gelmesi gerekiyor ki şarj hızlarımız yerlerde sürünmesin. Bu işlem maalesef araçlarımızda manual olarak tetiklenemiyor. Sadece Araç Navigasyon üzerinden gerçekleştirilebiliyor.
Bunun için öncelikle, aracımızın Ayarlar/EV ayar menüsünden batarya kondisyonlama modu'nun seçili olduğuna emin oluyoruz.
İkinci yapılması gereken ise, şarj etmeyi hedeflediğimiz istasyon ya da onun yakınında bir yeri aracın navigasyon menüsünden hedef olarak seçmeliyiz.
Aracımız bataryanın sıcaklık durumuna ve varış süresine göre 10-15 km mesafe kaldığında bataryayı ısıtmaya başlayacaktır. Dikkat etmemiz gereken seçilecek istasyonun DC istasyon olması , 50 kW üstü olması ve gerçekten hedeflenen yere çok yakın ya da aynı istasyon olması. Bu şartları sağladıktan birkaç dk sonra aracın ana gösterge panelideki batarya işaretinin üzerinde bir rezistans işareti çıkacak ve aracımız bataryayı ısıtmaya başlayacaktır.
Batarya kapasitesi %20'nin altına düşerse kondisyonlama işlemi kapatılır. Kondisyonlama işlemi 3-4 kW civarında bir ilave güç tüketimine sebep olacaktır. Eğer aracınız uzun yolda ve devirli kullanım yapmış ise bataryanın zaten yeterli sıcaklığa yükselmiş olma olasılığı da mevcuttur. Bu durumda ısıtma işlemi başlatılmaz ya da son birkaç km'de az bir ısıtma yeterli olur.
10. Aracımı % kaç şarj etmem daha sağlıklı?
Araçlarımızda kullanılan batarya tipinde dikkat etmek gereken bataryayı %100 dolulukta uzun süre tutmamak ve %10'un altına mecbur kalmadıkça inmemek. Özellikle %0'a çok ekstrem bir durum olmadıkça düşmemek. %0 şarj durumunda aracın bataryasında hala 20-30 km gidebilecek kadar şarj kaldığı yönünde denemeler mevcut ama buna çok bel bağlamamak gerekiyor.
Ayda bir %100 şarj edip hızlıca bataryayı %80-90 seviyesine kadar kullanmak batarya kalibrasyonu açısından sağlıklı olacaktır ama günlük kullanımda %20-80 arası tutmakta fayda var. Ama bu demek değil ki, her akşam eve gelince şarja takmayalım.. Hayır bunun bir zararı yok. Yani örneğin günlük %60 seviyesine düşüyorsanız gönül rahatlığı ile günlük şarj yapabilirsiniz.
11. EV tarzı lastik mi kullanmam gerekir? Herhangi bir lastik kullanmamda bir mahsur var mı?
Araçlarımız yaklaşık 2 ton. Yüksek tork üreten araçlar. EV tipi denen lastikler genelde yanakları güçlendirilmiş, içine ses izolasyonu için köpük koyulmuş, tasarruf için düşük yuvarlanma direncine sahip lastikler.
Köpük kısmını geçececek olursak SUV araçlar için üretilmiş lastiklerin kullanımında bir zarar yok. Örneğin ben kış lastiği olarak Continental TS870P XL versiyonu bir lastik kullanıyorum. XL burada ağır tonajlı araçlar için olduğunu vurguluyor. Geri kalanı normal lastik. Gürültü açısından bir fark göremedim. Yol tutuşu da harika. E tabii kış lastiklerinin tutunma öncelikli diş yapısı gereği ilave %5 civarı bir menzil kaybı yaşıyorum. Ama soğuk havalardan dolayı olan kaybın yanında biraz göz ardı edilebilir.
Özet olarak yaz veya kış lastığı seçiminizde EV tipi lastikler ilave konfor ve tasarruf sağlayabilir. Ama SUV'lar için üretilmiş hız limiti tutan herhangi bir lastiği kullanmanızın bir mahsuru bulunmamaktadır.
12. Yazılım Güncelleme ile ilgil Açıklamalar.
Araçlarımızda iki tip yazılım güncelleme mevcut. Birincisi aracın motor/güvenlik önlemleri, batarya kontrolü vs gibi yürür aksama yönelik güncellemeler. Son güncellemede ICCU yani Batarya Yönetim Sistemi ile ilgili bir güncelleme yapıldı. Ve bu güncellemeleri sadece servisler yapabiliyor. Güncelleme olup olmadığını da onlar kontrol edebiliyor. Zaman zaman da yeni güncelleme çıkınca sizi servise çağırıp bu güncellemeyi de yapıyorlar.
İkinci güncelleme ise Navigasyon güncellemesi diye geçiyor ama aslında aracınızdaki Infotainment sistemi yani orta konsoldan kontrol ettiğiniz çoğu işlemin (navigasyon, klima, radyo , kameralar vs) güncellemesini içeriyor ve kullanıcı sorumluluğunda. Bu güncellemeyi servisler yapmak zorunda değil. Müşteri memnuniyetinden yapanlar var ama kullanıcının yapması için tek ihtiyacı olan interneti olan bir bilgisayar ve bir USB.
Aracın güncel olup olmadığını araç ekranındaki versiyon kısmından kontrol edebilirsiniz. Versiyon numarasında 2408 ile başlayan bir kod var ise aracınız şu an için bilinen en güncel versiyonda demektir. 23 ile başlıyorsa henüz güncellenmemiştir. Hyundai resmi sayfasındaki yazılımı bilgisayarınıza kurup adımları takip ederek güncellemeyi kendiniz yapabilirsiniz.
Bazı kullancılar güncelleme sırasında ekranın siyaha döndüğünü ve ilerlemediğini belirtiyor.. Ki benim de başıma geldi. Bu durumda boşuna beklemeyin. Klima düğmelerinin sağ tarafında ufak bir delik mevcut. Bu deliğe sivri birşey sokarak ekranı resetlerseniz güncelleme işlemi tekrar başlayacaktır.
Reset Düğmesi
Birkaç denemede hala sorun yaşıyorsanız farklı bir USB ile deneyin. Güncelleme işlemi sadece Kablosuz Şarj bölümünde bulunan büyük USB portu üzerinden yapılabiliyor. Type C olanlardan yapılamıyor.
13. Kışın niye menzilimiz düşüyor? Hani Isı pompamız vardı?
Burada olaya biraz farklı bakmak lazım. Düşük sıcaklık araç tüketiminizi birkaç sebeple etkiliyor.
Birincisi, kış lastiği kullanımı. Tututnmayı arttırmak demek, sürtünmeyi arttırmak demek. Bu yüzden kafadan %5 civarı bir kaybınız mevcut.
İkincisi soğuk havada batarya veriminin düşmesi. Batarya ideal çalışma sıcaklığı 24 derece civarı. Yani en verimli o sıcaklıklarda kullanabiliyoruz. Daha düşük sıcaklıklarda batarya içindeki kimyasal tepkimeler daha verimsiz gerçekleşiyor ve depolanan enerjiye göre alabildiğimiz enerji daha düşük oluyor.
Üçüncüsü kabin içi sıcaklık. Isı pompası ağırlıklı burada devreye giriyor (Bataryayı ısıtma amacıyla da kullanılıyor ama orada daha ziyade kullanım sırasındaki batarya ısı artışı etkili oluyor) İşte burada ısı pompası kullamayan araçlara göre avantajımız var. Ama yeterli mi. Hayır.. Yine de 1-2 kW civarı bir enerji tüketimi mevcut.
Peki ne kadar etkiliyor.. Benim her gün gidip geldiğim ev-iş arası yolda ortalama tüketimim 13-14 kw/100km civarıydı. Ankaranın ayazını yiyince 18 zaman zaman 19 kW'lara kadar çıktım. Ki aracım kapalı garajda duruyor ve sabah nispeten 14-15 derece sıcaklıkta çalıştırıyorum. Dışarıda beklese muhtemelen biraz daha yüksek olabilirdi tüketimim. Bu veriler size genel bir fikir verecektir.
14. Şarj soketi arabadan ayrılmıyor ne yapmalıyım?
Aracınızın kumandasından kapı açma tuşuna bastığınızda şarj soketini normalde bırakması lazım. Ancak bazen ağır şarj soketleri kullanırken soketi kilitleyen dilin sıkışması yüzünden bırakamadığı oluyor. Bu durumda yapılacak şey aracın bagajını açmak, bagajın sağ tarafındaki küçük kapağı cıkarmak ve içindeki soket bırakma kolunu çekmek (Sert çekmeniz gerekebilir) . Ama öncesinde şarjın sonlandığından emin olun. Bu sırada şarj devam ediyorsa önce şarj firmasını arayıp uzaktan şarjı sonlandırmalarını isteyin ama genelde gerek olmayacaktır. Uygulamadan şarjı sonlandırdığınızda bunun durması gerekir.
15. Trugo'da şarj etmeye çalıştığımda şarj başlatılıyor diyor ama bir süre sonra şarj sonlanıyor.
Trugo ve bir iki firmada daha oldukça kalın ve ağır kablolar kullanmaktalar. Bu da kilitlenme mekanizmasını gerdiğinden ya da şarj pinlerinin tam oturmasını engellediğinden şarjın başlamasını engellemektedir. Çoğu arkadaşımız şarj tam başlayana kadar soketi eliyle yukarı doğru bastırarak kilitlenmesine destek olduğunu ve şarjın başladığını ifade etmekte. Bu arada şarj kablo ve soketlerinin yaklaşık 10.000 şarj kullanım ömrü olduğu gibi bir bilgi mevcut. Eğer istasyonun kablosu eski ise bu tür problemler ile karşılaşma riski daha fazla. Üstte yazdığım yöntem işe yaramazsa başka bir sokete geçmekte fayda var.
16. EV aracımla ilgili hangi uygulamaları kullanmalıyım?
Öncelikle şarj yapacağınız tüm istasyonların yazılımlarını kurmanız gerekecek. Hepsini şu an kurmanıza gerek yok elbette. Yeni bir istasyona gittiğinizde ilgili firmanın uygulamasını indirip kurmanız çok vakit almayacaktır. Bunun yanında şarj planlama ile ilgili birkaç yazılım bilgisi vereyim.
ABRP: A Better Route Planner: Oldukça güncel şarj noktası verileri bulunduran bu uygulama, eğer paralı versiyonuna sahipseniz aracınızla tam entegre çalışarak aracınızdan anlık batarya durumu, ortalama tüketim miktarı gibi verileri de alarak, yolun eğimi, hava durumu gibi bilgiler ile size nerelerde şarj yapacağınızı, ortalama ne kadar süre alacağını planlar ve böylece yolculuğunuz ile ilgili detaylı bir planlama yapma şansı yaratır. Aracınızla canlı olarak entegre edebilmek için bir OBD cihazı edinmeniz gerekiyor. Firmanın çalışırlığını teyit ettiği bazı OBD modelleri burada verilmiştir
PlugShare: Şarj noktası listelerini çok hızlı günceller , üzerindeki filtreler ile amacınıza uygun (AC, DC, Şarj kapasitesi vb) istasyonu bulduğunuzda size google maps üzerinden yol tarifi de verir.
Voltla: PlugShare yazılımının yerli hali diyebiliriz. Daha küçük lokal firmaları da içerdiğinden oldukça fazla şarj seçeneği vermekte.
Şarj@tr: EPDK'nın lisans alan tüm şarj istasyonlarını eklediği bir arayüz. Ama maalesef çok kötü bir arayüz tasarımı var. Haritada bulduğunuz istasyonları seçmekte sıkıntı yaşıyorsunuz. Zaman zaman data bağlantısı kurup bilgileri alamıyor vs ama zor durumlar için yine de telefonda bulunmasında fayda var.
Lixhium: Bu ürün hem şarj cihazlarını bulmaya hem de üzerinde oluşturacağınız cüzdan ile tüm şarj istasyonlarının ödemelerini yaparak (yani örneğin Trugo'da trugo uygulaması ile ödeme yapıyorsunuz ama sanal kartınız Lixhium'un verdiği lix card oluyor) hem şarj harcamalarınızı tek bir yerden kontrol etmeye hem de sadakat programı ile abonelere ufak kazanımlar sağlayan yerli bir ürün. Ayrıca tüm şarj istasyonlarının fiyat bilgilerine de sahip.
Car Scanner: Araç ile ilgili tüm diagnostik verilerini görebileceğiniz bir yazılım. Batarya sağlığından, her bir hücreye kadar batarya sıcaklığına, aracın o an ürettiği tork bilgisinden, direksiyon açısına, soğutma sıvısı sıcaklığından, frene basma şiddettinize işinize yarayacak yaramayacak tüm bilgileri görme imkanı sağlayan bir yazılım. Elbette bunu da ABRP gibi bir OBD cihazı ile aracımıza bağlayarak kullanıyoruz. Biraz bu tür teknik detayları merak eden biriyseniz, ya da ikinci el bir EV araç alacaksanız bir OBD adaptör ile bu yazılımı edinin. İster kendi arabanızı inceleyin, isterseniz almak istediğiniz aracin her bir batarya hücresine kadar detaylı incelemesini yapın.
17. Arabamı uzaktan ısıtabilir/soğutabilir miyim?
Evet, ama Türkiye'de bluelink yani uzaktan bağlantı olmadığından ve pek gelecek gibi görünmediğinden, gelse bile 2023-2024 modellerinde donanımsal destek muhtemelen olmadığından bizim için tek yol kumanda üzerinden bu işlemi yapmak. Aracınızın kapıları kapalı bile olsa önce kapı kilitlemeye basın, daha sonra hold yazan tuşa anahtardaki led yanana kadar basın ve aracınız çalışmaya başlayacaktır. Bu durumda klimanız son durumda hangi ayarlarda ise, aracınız buna göre ısıtma veya soğutma işlemleri yapmaya başlar. Bulunduğunuz yer, arabayla aranızdaki engeller kumanda mesafesini etkileyecektir. İş yerimin penceresinden aracı direkt görüyorum ve yaklaşık 50m mesafeden sorunsuz çalıştırabiliyorum.
Ayrıca yine bu modda aracın yakınında iseniz, kumanda'nın yanındaki (progressive için) düğmelere basarak aracı ileri geri hareket ettirebilirsiniz.Ama burada uzaklığınız 5-10 metreden fazla olamıyor. Muhtemelen güvenlik gereği.
18. Arabanın yanından uzaklaşınca kapılarım otomatik kilitlenmiyor mu?
Hayır, araç yanna yaklaşınca kapıları otomatik olarak açar, ancak kapıyı açmayıp uzaklaşırsanız kapıları kilitler. Eğer kapıları açmışsanız otomatik kilitleme güvenlik sebebiyle devre dışı kalır. Bu noktada ya kumanda üzerinden ya da kapı kolu üzerindeki sensöre parmağınızı değdirererk kapıları manual kitlemeniz gerekecektir.
19. Arabadaki bu uyarılar (Yorgunluk, şerit, hız limiti vs) çok canımı sıkıyor. Nasıl kapatırız?
Bu konu maalesef Avrupa Birliği araç güvenlik önlemleri ile ilgili olduğundan tamamen kapatma diye bir durum yok. Yorgunluk algılama maalesef hiç kapatılmıyor ve üç dört defa sinyalsiz şerit çizgisi üzerinden geçerseniz başlıyor ötmeye..
Hız limiti için 202408 seri no'su ile başlayan güncellemeyi kurarsanız, direksiyondaki mute düğmesine basılı tuttuğunuzda hız limiti uyarılarının sesini kapatabileceğiniz ekrana geçiyorsunuz. Buradan information'ı seçmeniz gerekiyor.
Ama aracı kapatıp açtığınızda yine aktive oluyor.
Şerit takip uyarılarının kapatılması için şerit takip düğmesine uzun süre basın. Üstteki şerit takip ikonunun turuncuya döndüğünü gördüğünüzde şerit uyarıları kapatılmış olacaktır. Yine aracı kapatıp açtığınızda devreye girecektir.
20. Sabah arabaya bindim, park yardımcısı/güvenlik önlemleri vs iptal edildi gibi bir uyarı verdi. Ne bozuldu acaba?
Korkmayın birşeyin bozulduğu yok. Aracın kameraları (Gerek dış kameralar gerekse ön camdaki kamera) göremediğinde bu kamera ile çalışan güvenlik yazılımlarını devre dışı bırakır. Dış kameralar (ön arka yan) toz/çamur gibi sebeplerden kirlenmişse sildiğinizde tekrar devreye gireceklerdir. Ön camdaki kamera ise özellikle sabahları buğu sebebiyle bu hatayı veriyor. Ön cam defrostu çalıştırdığınızda bir süre sonra buğu çözülür ve fonksiyonlar tekrar devreye girer.
21. OBD cihaz aldım diyelim. Sürekli araca bağlı bırakmanın bir zararı var mı?
Aslında bu durum iki yönden değerlendirlmeli.
Birincisi pil ömrü. Bu alet ne kadar pil yer. Bu cihaz Ioniq aracımızın 12V bataryası üzerinden çalışır. Ve Ioniq6'larda 60Ah batarya mevcut. Benim kullandığım Vgate Vlinker MC+ BT4 OBD adaptörünün bilgilerini okuduğumuzda çalışırken 50mA, uyku durumunda (Araç kapatıldıktan 30 dk sonra uykuya geçiyor) 3mA akım çektiği yazıyor. Cİhazın uyumadığını varsaysak 60Ah bataryayı bitirmesi için 1200 saat aracınızın bataryasını hiç şarj edilmemesi gerekiyor. Yani, 1-2 aylık yurtdışı seyahatine çıkıp aracınızı bırakmayacaksanız bataryayı bitirmesi pek mümkün değil.
İkincisi güvenlik önlemi. Canbus üzerinden kilit açma/moor çalıştırma gibi fonksiyonları aracımız desteklemediğinden nispeten güvende olsak ta, yine de fiziksel güvenlik içeren bir cihaz kullanmakta fayda var. Yukarıda kullandığımı söylediğim cihaza erişim için öncelikle üzerindeki fiziksel bir düğmeye basılı tutmak gerekiyor. Ancak ondan sonra telefonunuza kayıtlanıyor. Bu da bir ek güvenlik önlemi olarak alınabilir. Daha ucuz cihazlarda maalesef bu tür bir önlem olmadığından tavsiye edemiyorum.
22. Aracımı haftalarca bırakıp gideceğim. Nasıl bir önlem almam gerekir?
Hyundai'in tavsiyesi bu tür durumlarda aracı %50-60 şarj seviyesinde bırakmak. Uzun bir süre sıkıntı olmayacağı ile iligli bilgiler mevcut.
Hatta bir reddit kullanıcısı, Ioniq5 aracını %64 şarj seviyesi ile bırakıp 8 hafta sonra döndüğünde %60 seviyesine düştüğünü, herhangi bir sorun yaşamadığını yazmış.
Bir opsiyon da kapalı garajınız var ise, aracınızı şarja takılı bırakmanız.. şarj limitini de %60 gibi bir rakama ayarlamanız.. Böylece çok daha uzun süreli parklaraı tolere edebilecektir. Ama birkaç sene hapse girmeyecekseniz (ya da askere gitmiyorsanız) bu tür bir önlem yerine zaman zaman arkadaşlarınızdan birinin arabayi şarj etmesi olabilir :)
23. Park frenini nasıl çekeyim? Ben önce freni çekiyor sonra arabayı parka alıyor sonra stop ediyorum diyenler?
Efendim öncelikle bizim araçlarımızda bir şanzuman yok. Yani vites kutusu yok. Ayrıca arabamız sağolsun bizden akıllı. İster park düğmesine basın, isterseniz direkt olarak aracın start/stopuna basıp motoru kapatın araç bu arabayı yapan mühendislerin uygun gördüğü sıralamada parka da alıyor, motoru da kapatıyor. E peki adam niye ilave park freni düğmesi koymuş direksiyonun sol tarafındaki panele diyecek olursanız, biraz yıllanmış usta şoförler bilirler ki, özellikle fren sistemi ıslak ise, havada şiddetli ayaz veya sıfırın altında sıcaklıklar var ise park freni kullanılmaz. Hah bu düğmeyi de o amaçla kullanınız efendim. Yani, aşırı soğuk havalarda arabanızı mümkün mertebe düz bir yere çekip, arabayı stop ettikten sonra el frenini kapatın ki, fren balataları donup disklere yapışmasın, sabah hareket ederken üzülmeyin.
24. Hem aracım gece 10'dan sonra şarja başlasın, hem de sabah bindiğimde sıcacık olsun diyenler buraya..
Malum bazılarımız çok zamanlı tarife kullanıyor. Bu da arabalarımızı evden şarj ederken akşam 10'dan önce şarj yapmamızı pahalı, sonra yapmamızı ise ucuz hale getiriyor.. E eve geldim arabayı garaja çektim. Evime çıkıp pijamalarımı giydim.. Saat 10 da sıcacık evimden çıkıp arabayı şarja mi takmaya gideyim diyorsunuz değil mi.. Hayır gerek yok..
Arabanın şarja başlama saatini ayarlayabiliyorsunuz. Üstelik ertesi gün örneğin sabah 8 de işe gidecekseniz onu da ayarlıyorsunuz. Araba saat 8 de içi ısıtılmış (ya da mevsime göre soğutulmuş) olarak sizi bekliyor oluyor. Peki nasıl mı..
Hyundai video kanalında gayet güzel anlatılmış..
Peki oldu da ben bu ayarları yaptıktan sonra gündüz vakti şarj yapma ihtiyacım oldu ne yapacağım diyorsanız, enerji soketindeki şarja başlama düğmesine basarak bu ayarı geçersiz hale getirebilirsiniz.
25.Arabamdaki sürüş modları neler ve farkları nedir?
Ioniq serisinde ECO, Normal, Spor, Snow ve My Drive diye adlandırılan 5 sürüş modu bulunmaktadır.
ECO modu adından da anlaşılacağı gibi, daha ekonomik bir sürüş sağlar. Aracın gaz tepkileri azalır böylece özellikle şehir içinde gaz pedalına fazla basılmasından kaynaklı yüksek güç tüketiminin önüne geçer, aynı zamanda klima sisteminin performansını azaltarak buradan da enerji tasarrufu yapar.
NORMAL Mod: Araç tepkileri yerinde standart sürüş modudur.
Spor Mod: Gaz ve fren tepkileri daha spor uyumlu hale gelmiştir. Tüketim bir miktar daha yüksek olsa da aracın tüm performansını alabileceğiniz keyifli bir mod'tur.
Snow Mod: Rejenerasyon seviyesini 1'e düşürür. Böylece kızaklamayı engeller, ayrıca ani tork aktarımlarının önüne geçerek patinaj yapma riskini ortadan kaldırır.
My Drive: Yukarıda yazan tüm değişiklikleri kendi zevkinize göre ayarlayabileceğiniz mod'tur. Hassas bir gaz tepkimesi yanında, daha yumuşak frenleme gibi tüm parametreleri değiştirip kendi sürüş zevkinize uygun hale getirebilirsiniz.
Bu modlar arasında geçişi direksiyondaki Mod tuşuna basarak sağlayabilirsiniz. Ancak sadece bu düğmeye basarak sadece eco, normal ve sport modlar arası geçebilirsiniz.
Düğmeye uzun süre bastığınızda ise ayarlar menüsünden yaptığınız seçime göre snow veya my drive modlarına geçiş sağlarsınız.
Tavsiye edebileceğim, kışın bu seçimi snow olacak şekilde ayarlamanız, yazın ise my drive yapmanız olacak.
Peki menzil açısından ne gibi farklılklar var derseniz,
Araç bilgisayarına göre dün akşam yaptığım kontrolde eco modta 269 km menzil verdiği durumda, normalde 261 sporda ise 253 km menzil gösteriyordu araç bilgisayarı.
Bu kadar bir menzil artışı (eco ile normal arası %3) için performanstan ödün verip vermemek sizin tercihiniz olacaktır.
26. Araçla verilen şarj cihazını evimin prizinden sorunsuz kullanabilir miyim?
Eğer eviniz yeni bir ev ise, ve/veya tesisat kurallara uygun yapılmış ise hiç sorun yaşamazsınız.
Araba ile verilen şarj cihazı 12Amper 2.4 kW gücünde.
Evinizde kullandığınız Çamaşır kurutucular 2.5kW gücünde ortalama
yine bu güçlere yakın klimalar, derin dondurucular , su ısıtıcıları vs.. yani aslında araba ile verilen şarj cihazının gücü öyle aşırı yüksek değil. Hatta bir kısmından daha düşük.
Yine de emin olmak için bir elektrikçiye kontrol ettirin; arabayı bağlayacağınız prizin sigortasını ayrı çekmesini (veya başka bir yüksek güçlü cihazla ortak sigorta olmamasını), priz'e giden kabloların en az 2.5 mm2 olması, buat bağlantılarının iyi şekilde (Tercihen klemensli) olması , adaptörü bağlayacağınız prizin kaliteli bir marka olması şartıyla hiçbir sorun yaşamadan aracınızı şarj edebilirsiniz.
Elektrik tesisatında yangınlar genelde bağlantı yerlerindeki gevşek bağlantılardan çıkar.Örneğin buatlar, prizlerde ya da sigortalarda vidaların tam sıkılmaması gibi sebepler yüksek ısı oluşmasına neden olur.
Kablolarda bir ısınma/erimede hızla kısa devre olup sigorta atacağından bu risk çok daha düşüktür. Bu yüzden bu vidaların hepsini iyi kontrol edin.
Aslında evdeki tüm prizlerin bu şartları taşıyor olması gerekir ama yine de kontrol ettirmekte fayda var. Özellikle eski evlerde artık yıllarca nem yüzünden çürümüş yalıtımı zayıflamış, ya da standartlara uygun olmayan ince çekilmiş kablolar olma ihtimali mevcut. Köy, bağ bahce evlerinde bu kontrolleri yapmanızı tavsiye ederim.
Genel olarak bu cihazın herhangi bir prizde çalışması risk teşkil etmez. Yine de bilmediğiniz, kontrol etme şansınızın olmadığı bir prizde şarj edecekseniz 12A yerine cihazı 10-8A gibi daha düşük değerlere indirerek biraz şarj süresinden ödün vererek tamemen güvende olabilirsiniz.
27. Kablosuz carplay veya android auto kullanmak istiyorum ama sadece kablo ile bağlanılabiliyor.
Maalesef aracımızda kablosuz bağlantı desteklenmiyor. Bunu yapmak için internetten alınabilecek ucuz kablosuz carplay döüştürücüler mevcut. İlave olarak daha gelişmiş android içeren modüller ile ekrana sadece bazı uygulamaların değil video tarzı görüntülerin de aktarılması mümkün oluyor. Ürün tavsiyesi isteyen arkadaşlara yardımcı olamıyorum çünkü ben kablolu kullanmaktayım. Kullamadığım şeyi de kulaktan dolma bilgiler ile yazmak pek adetim değildir.
P
eki niye telefonumu kablolu da bağlasam video göstermiyor diyorsanız, güvenli sürüş amacıyla Android Auto ve Carplay normalde dikkat dağıtıcı video gösterimlerini engellemekteler. Ancak çinli üreticiler programda gerekli kısımları "kırarak" video transferini yine aktifleştirmekteler. Bu yüzden bu ürünlerde seyredebiliyorsunuz.
Android 14 ve altı telefonlarda da internette bulabileceğiniz bazı yöntemler ile telefonunuzdaki Android Auto'da da bu özelliği açabiliyorsunuz.
28. Şu AC şarj olayını tam anlayamadım. 11kW var 22 kW var.. Kablosu farklı cihazı farklı...
Öncelikle şu konuda anlaşalım. Bizim araçlarımız 11 kW maksimum hızda AC ile şarj oluyor..
Ve şunu da netleştirelim. evde veya dışarıda kullandığınız AC şarj cihazları aslında şarj cihazı değil, sadece akıllı birer kablo.
Yani bütün olay bizim aracımızın içinde dönüyor. Aracımıza kabloyu takıyoruz. Birinci olarak "kablo", kontrol pinlerine bağlı bir direnç yardımı ile aracımıza diyor ki, ben 22 kWlık bir kabloyum.. ya da 11 kWlık bir kabloyum.. Veya çok daha zayıf 5kw'lık bir kabloyum. Buna göre öncelikle aracımız "bu kablodan" ne kadarlık bir iletim yapabileceğini öğreniyor. Ve bu kapasitenin üstüne çıkmıyor.
Yani 5 kWlık bir kabloyu 22kW'lık bir şarj cihazına taktığınızda burada limitleyici olan kablonun kendisi oluyor. Bu kısım cepte..
İkincisi kablo takıldı, araç kablonun diyelim ki 22 kWlık olduğunu öğrendi. Sonra ikinci aşama şarj cihazı araca diyor ki, ben 22 kWlık bir şarj cihazıyım.. (Ya da 11kw) Bu da cepte.
Sonra geliyor üçüncü aşama.. Aracımızın üzerindeki maksimum %kaç kw ile şarj edeceğinizi ayarladığınız yere..
Şimdi aracımızda bu ayarın %50 olduğunu farz edelim.
Cihazı 11 kWlık bir şarj cihazına bağlarsak aracımız 5.5kw ile şarj yapacaktır. Burada aracımız şarj cihazına %50 kapasiteyle gönder diyor.. Cihaz da kendi PWM sinyalini yarı gücü olan 5.5kW olarak iletiyor.. Aracımız bu güçte şarja başlıyor. Aynı mekanizma evdeki şarj cihazından gücü kıstığınızda da oluyor. şarj cihazı arabamıza diyor ki benden 10A den fazla akım çekme..
Peki 22 kW lık bir cihaza bağlarsak.... Bu sefer bu şarj cihazı yarı kapasite göndereceğim diyor ve 11Kw gönderiyor. Yani bazı arkadaşların niye gücü %80 yaptım ama hala 11kW şarj yapıyorum sorusunun cevabı burada.
Peki, 11kW a ayarlı herşey, aracımı şarja taktım.. Ama 9-10 kW görüyorum.
Bu noktada üç faktör var. Ya bataryanızı tam olarak şarja hazırlamak için araç başta biraz yavaş başlamış sonrasında hızlanacaktır , ya da diğer iki sebepten biri devreye girer.
İkinci sebebimiz trafo gerilimi. Çünkü daha önceki soruda da bahsettiğim gibi, bu cihazlar aracınızı direkt olarak trifaze gerilime bağlar, şarj cihazı ise arabanızın ta kendisidir. Eğer trafo gerilimi düşük ise, şarj hızınız da düşer. Yani faz gerilimi 230V ise, sistemin size vereceği akım miktarı 16A ise (ki öyledir) 3 faz da olduğunu düşünürseniz, 230x16x3= 11kW yapar. Bu göreceğiniz maksimumdur. Daha burada araç içi AC/DC çevrimi sırasında olabilecek kayıpları katmadım ama bu kayıplar ile ortalama 10.7-10.8kw civarı alırsınız.
Voltajımız 220ye düşerse, 220x16x3= 10.5 kW gördüğünüz gibi voltaj düşerse şarj miktarınız da düşer.
Ki gün içinde trafo çıkışları bol bol oynuyor. Hemen kendi evimdeki 24 saatlik voltaj değişimini göstereyim. Grafikten de göreceğiniz gibi 24 saatte voltaj 217 ile 233 arasında değişim göstermiş.
Peki geldik üçüncü nedene.. Voltajı başka ne düşürür.. Kablonuz.. Kalitesiz ya da gereğinden ince bir kablonuz, kalitesiz konektörleriniz varsa, yine bir voltaj düşmesi yaşarsınız. Bu kadar yüksek güçlerde 5-10V düşmenin bile etkisini yukarıdaki hesapta görüyorsunuz.
tabii bu düşme ne kadarlık bir fark yaratır derseniz. 30 kW şarj ettiğinizde 10.5kW ile 163 dk, 11 ile 171 dk sürer şarjınız. Toplam 8 dakika.
Oldukça uzun bir cevap oldu ve bol bol matematik içeriyor.. Sıkılanlar için özet,
Eğer AC şarj hızınız düşükse, 1- Batarya/ICCU koruması için aracınız şarjı dengeliyordur.. 2- Bağlı olduğunuz şarj cihazının trafo voltajı düşüktür, 3- kablonuz kötüdür ve o şarjı limitliyordur.
Bir süredir , 23 cm bandının kullanımıyla ilgili epey bir tartışma yaşandı ITU-IARU arasında
Ancak sonunda frekansın bir kısmını ikincil öncelikli olarak bize bıraktılar.
Ancak bu ülkemizde pek olmasa da 23cm bandında EME çalışan arkdaşları ilgilendiriyor.
2023 yılında yayınlanan çalıştay raporunda şu şekilde bir karar çıkmıştı.
"5.332A": "Administrations authorizing operation of the amateur and amateur-satellite services in the frequency band 1240-1300 MHz, or portions thereof, shall ensure that the amateur and amateur-satellite services do not cause harmful interference to radionavigation-satellite service (space-to-Earth) receivers in accordance with No. 5.29 (see the most recent version of Recommendation ITU-R M.2164). The authorizing administration, upon receipt of a report of harmful interference caused by a station of the amateur or amateur-satellite services, shall take all necessary steps to rapidly eliminate such interference. (WRC-23)"
yani
"1240-1300 MHz frekans bandında, ya da bu bandın bir kısmında amatör ve amatör-uydu hizmetlerinin faaliyetlerine izin veren idareler, amatör ve amatör-uydu hizmetlerinin radyo seyrüsefer uydu hizmeti (uzaydan dünyaya) alıcılarına zararlı girişime neden olmamasını sağlamak zorundadır (No. 5.29'a uygun olarak, bkz. ITU-R M.2164'ün en güncel sürümü). İzin veren idare, amatör veya amatör-uydu hizmetleri istasyonu tarafından zararlı bir girişim raporu alması durumunda, bu girişimi hızla ortadan kaldırmak için gerekli tüm adımları atmalıdır. (WRC-23)"
Yeni yönetmelik 2025 yılındna itibaren geçerli olacak.
Bana gelen versiyonda +/- yerleri yazmıyordu. Kolaylık olsun diye buraya da bırakayım.
Arabanın ayna kısmındaki küçük kapağı çıkardığımda, burada bulunan kararan aynaya güç veren 10 pinli ama sadece 3 kablonun kullanıldığı konektörü gördüm.
Hemen avometreyi alıp ölçtüm.
En başta bulunan sarı/yeşil kablo +12V, ortadaki geri vites kablosu, 3. pin ise GND.. Yani baştaki ve sondaki kabloları bağlamamız gerekiyordu.
Aliexpressten almış olduğum konektörlerde kullanmayacağım kaboları kestim.
Dişi ve erkek konektörüleri bire bir olacak şekilde birbirine bağladım ki, araya girdiğimde bypass yapabilsin.
Daha sonra kabloların üzerine makaron takmadan USB adapörde IN+ ve IN- yazan yerlere 12v ve gnd uçlarını da lehimledim.
USB adaptörü makaronla yalıtıp herhangi bir yerle kısa devre olmasını da engelledim.
Daha sonra araçtan çıkan konektörü bu yapmış olduğum ara kabloya takmaya çalıştığımda girmediğini fark ettim.
Sebebi şu
Köşelerdeki şu kare şeklindeki çıkıntılar bizim araçtan gelen kablonun buraya girmesine engel oluyordu.
Hemen dremel ile (ya da havya ile de olur) bu köşeleri yok ettim.
Önce araca konektörleri bağladım. Kamera'nın usb'sini de adaptöre taktım.
Baktım kamera çalışıyor. Yapmış olduğum ara kabloyu aynanın arkasındaki delikten içeri soktum (rahatlıkla sığdı) 10-15 cm kadar USB kabloyu dışarıda bırakarak kameramın montajını tamamladım devreye aldım.
Bu yöntem ile 5V USB ile çalışan tüm araç kameralarını bağlayabilmeniz mümkün.
Çalışma sırasında hiç foto çekmek aklıma gelmedi ama, malzemeler olduktan sonra çok kolay bir işlem.
Maaliyet olarak ta amazondaki cihazdan çok daha ucuza geliyor.
Kabaca görünümü şu şekilde. Tabii bizdeki versiyonda homelink vs olmadığı için sadece 3 kablo yetiyor.
LNA (Low Noise Amplifier), Türkçe'de Düşük Gürültülü Yükselteç olarak bilinir. Elektronik ve telekomünikasyon sistemlerinde kullanılan bu cihazlar, radyo frekansı (RF) sinyallerini güçlendirirken eklenen gürültüyü minimumda tutarak sinyalin kalitesini artırırlar. Özellikle zayıf sinyallerin alınması ve işlenmesi gereken sistemlerde kritik önem taşırlar.
Noise Figure (NF) Nedir?
Noise Figure (Gürültü Figürü veya Noise Factor), bir elektronik cihazın (örneğin bir LNA'nın) sinyali işleme sırasında eklediği gürültünün ölçüsüdür. Daha düşük bir NF değeri, cihazın daha az gürültü eklediği anlamına gelir ve bu da daha iyi bir sinyal kalitesi sağlar. NF, genellikle desibel (dB) cinsinden ifade edilir.
SNR (Signal-to-Noise Ratio) Hesaplama ve Örneği:
Bir alıcı sistemi düşünelim: Anten -120 dB gücünde bir zayıf sinyal alıyor ve bu sinyal 10 metrelik bir koaksiyel kablo ile bir telsize iletiliyor. Koaksiyel kablonun 10 dB kaybı olduğunu varsayalım.
Sinyal Koaksiyel Kabloya Girmeden Önce (LNA Kapalı):
Sinyal gücü: -120 dB
Koaksiyel Kablo İletimi:
10 dB kayıp eklendiğinde, sinyal gücü: -120 dB - 10 dB = -130 dB
Telsize Ulaşan Sinyal (LNA Kapalı):
-130 dB
LNA'nın önemi burada devreye giriyor. LNA, sinyali güçlendirirken eklediği gürültüyü minimize eder ve böylece SNR'yi artırır.
LNA Kullanıldığında:
LNA'nın ortalama 20 dB kazanç sağladığını varsayalım.
Sinyal gücü LNA sonrası: -130 dB + 20 dB = -110 dB
Gürültü Figürü (Noise Figure - NF) Hesaplama:
Örneğin, LNA'nın Noise Figure'ü (NF) 0.6 dB olarak belirleyelim.
Telsize gelen sinyalde NF dahil edildiğinde: -110 dB + 0.6 dB = -109.4 dB
Bu hesaplamada, LNA'nın sağladığı kazanç ve eklediği gürültü seviyesi (NF) dikkate alınarak, telsizde alınan sinyalin güç seviyesi hesaplanmış olur. Şimdi SNR hesaplamasına geçelim.
SNR Hesaplama:
Telsizin alım hassasiyeti -135 dB olsun.
SNR (LNA Kapalı) = Sinyal Gücü - Telsizin Gürültü Seviyesi
SNR (LNA Kapalı) = -130 dB - (-135 dB)
SNR (LNA Kapalı) = -130 dB + 135 dB
SNR (LNA Kapalı) = 5 dB
Telsizin NF 4 dB kabul edilir ve eklenirse SNR= 1dB
SNR (LNA Kullanıldığında):
SNR (LNA Kullanıldığında) = Sinyal Gücü - Telsizin Gürültü Seviyesi
SNR (LNA Kullanıldığında) = -110 dB - (-135 dB)
SNR (LNA Kullanıldığında) = -110 dB + 135 dB
SNR (LNA Kullanıldığında) = 25 dB
Telsizin NF 4 dB kabul edilir ve eklenirse SNR= 21 dB
Bu hesaplamada görüldüğü gibi, LNA'nın kullanımı SNR'yi önemli ölçüde artırır. SNR ne kadar yüksek olursa, sistemdeki sinyal kalitesi o kadar iyidir ve zayıf sinyaller daha doğru şekilde algılanabilir.
Şimdi bazı örnek telsiz modellerinin NF hesaplarını da eklemek istiyorum.
Gördüğünüz gibi , bir LNA'nın 0.5-0.8 dB gürültü seviyesi yanında oldukça yüksek seviyelerde kalıyor.
Bu yüzden bir LNA eklemek her zaman alış seviyenizi etkileyecektir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken mümkünse LNA'nın tercihen giriş, ya da çıkışında bir bandpass filtre kullanarak sadece hedeflenen frekanstaki sinyalleri almasını sağlayarak LNA veya arkasındaki cihazın sature olmasını engellemek olmalı.
Ama LNA'nız yoksa da, cihazınızın PreAmp özelliğini aktive ederek NF değerini biraz daha düşürebilmeniz her zaman olası.
Geçtiğimiz bayram tatilini fırsat bilerek TA2SUA, TA2YGT ve TA9AAP ile beraber bir saha testi yapmaya karar verdik.
Ekipman olarak benim tarafımda
F6BVA'nın dizaynı olan bir 430-10 ghz transverter bulunmaktaydı. Kit olarak satın aldığım bu transverterı dizmek ve yapmak epey meşakatli olsa da birkaç ay önce tamamlamıştım.
Cİhazın özelliklerine gelecek olursak TX'te 4dB civarı bir çıkış gcüne sahip. Hassas bir ayar yapsam 10 dB ye kadar çıkabilse de bana bu kadarı yeterli geldi.
RX tarafında yaklaşık 3-4 dB civarı bir Noise Fİgure'u mevcut. Bu biraz yüksek olduğundan ilave olarak alış tarafında bir de LNA kullandım.
F6BVA transverter
Biraz önce yazdığım gibi alıcı tarafındaki gürültü miktarını azaltmak ve daha iyi bir SNR değeri yakalamak için DU3T tasarımı bir LNA kullandım.
LNA 0.6dB NF e sahip olup waveguide için tasarlandığından girişinde bir de wr90-SMA adaptörü kullanmam gerekti.
DU3T LNA
WR90-SMA adaptörü
Aralarda kullandığım tüm coax patch kablolar digikey'den alınmış, kayıp miktarları ölçülmüş ve 10 GHz e uygun kablolar.
Tabii, TX / RX arasında geçişi sağlamak için bir sequencer, ayrıca tx/rx rf path'i seçmek için bir 18 GHz SMA RF Röle kullanmam da gerekti.
Bu cihazların beslemeleri için birkaç farklı stepdown güç kaynağı da ekledim.
Çıkış tarafının güçlendirilmesi için VK3XPD'den temin ettiğim eski KU band vericilerden çıkan bir amplifier kullandım. 17-18 dB gaini olan bu pA sayesinde yaklaşık 150mw güce kadar çıkabildim.
VK3XPD PA
Feed olarak I0JXX'in feed3 antenini kullandık.
Kullandığım 60 cm çanak ile bu frekansta kazancım yaklaşık 33 dB.
Yani 33+17+4 = 54 dB yaklaşık 250watt bir EIRP değerine ulaşmış oldum.
Karşı tarafta TA2SUA, yaklaşık 200 mw(23 dBm) çıkış gücüne sahip bir Kuhne 10 GHz transverter ve 40 cm çanak kullandı. Çanağın kazancı o frekansta 29 dB olup onun da toplam çıkış gücü 29+23 = 52 dB = 200 watt EIRP değerine ulaşmış oldu.
Ben ve Türker (TA9AAP) Yapracık Şeyh Şamil camii bahçesinde yerleştim. Alper ve Yiğit ise Eskişehir sınırındaki Sarayköy mevkiine gitti. Aramızdaki mesafe 67.8 KM ve direkt bir LOS'a sahiptik.
Bu şartlarda telsizlerimizi 10.450.200 Mhz frekansına ayarladık ve birbirimizi direkt olarak duyduk. Antenlerin ayarları ile azıcık bir oynama sonrası sinyal seviyelerimizi S9+10dB civarına kadar çıktı.
Önce CW, daha sonrasında SSB ile yaptığımız denemeleri FM görüşme ile sonlandırdık. Bu sırada her iki tarafta TA2YGT ve TA9AAP/2 de qso'larını gerçekleştirdiler.
Bir sonraki hedefimiz 100 km'nin üzerindeki mesafeler ve bununla ilgili yer arayışlarımıza da başladık bile.
Görüşmenin kısa bir videosu aşağıdaki linkte mevcut.
HF dünyasından insanlar önce jt65 ile tanıştı, sonrasında FT8 ve FT4 ile zayıf propagasyon şartlarının olduğu zamanlarda düşük güçler ve kötü şartlar altında bile dünyanın uzak köşeleri ile haberleşmeyi sağladı.
Birçok radyo amatörü için bu beraberinde bir başka tartışmayı getirdi haliyle.. İnsanların SSB CW gibi modlardan neredeyse topluca dijital modlara geçişi akıllara QSOları bilgisayarlar mı yapıyor yoksa amatörler mi diye bir şüphe düşürdü ama, dijital modlar tam hızıyla devam ediyor.
Aslında Q65 çok ta yeni degil 2021 yılının başında yukarıda bahsi geçen modülasyonları yazan Joe Taylor'un özellikle 50 MHz ve üstü , tropo rain scatter, EME gibi zayıf sinyal ve saçılımların olduğu şartlarda çalışmak için geliştirdiği bir protokol.
WSJT-X 2.4.0 versiyonundan itibaren de kullanılmaya başladı.
Genel kullanım detaylarını Quick Start linki altında bulabileceğiniz bu mod dediğim gibi VHF ve üzeri özellikle mikrodalga frekansları kullananların gitgide artan bir şekilde kullanmaya başladığı bir protokol.
Q65 5 alt modtan oluşmakta. A,B,C,D ve E modu. Temel olarka modlar arası fark daha çok farklı ton aralıklarından geliyor.
Kısaca Joe Taylor'un hangi frekans veya şartta hangi tip modulasyonu kullanmamız önerisi şu şekilde;
Trans-Equatorial Propagation (TEP) on 50 MHz: 15C, 30C
Değişik zaman aralıklarında çalıştırmak ise aşağıda göreceğiniz kadar düşük sinyallerin decode edilebilmesini sağlamaktadır.
15 seconds, -22.2 dB SNR, with a priori (AP) decoding -23.7 dB SNR.
30 seconds, -24.8 dB SNR, with AP decoding -26.6 dB.
60 seconds, -27.6 dB SNR, with AP decoding -30.2 dB.
120 seconds, -30.8 dB SNR, with AP decoding -32.5 dB.
300 seconds, -33.8 dB SNR, with AP decoding -37.4 dB.
WSJT-X programında gelen bir sinyalin çözme işlemi gerçekleştirilirken (aşağıdaki ekran çıktısında görebilirsiniz) yanında yazan Q kodlarının anlamı ise şu şekildedir;
Q0: Bu, ek AP bilgisi kullanmadan elde edilen bir çözme kodudur.
Q1: Bu genellikle AP'nin mesajı CQ çağrısı olarak çözmesi anlamına gelir, DX Çağrısı ve Grid bilgisi AP tarafından bilinmemektedir.
Q2: AP, sizin çağrı işaretinizi AP bilgisi olarak kullanmış, ancak DX Çağrısı veya Grid hakkında herhangi bir varsayım yapmamıştır.
Q3: AP, çözme işlemi için hem sizin çağrı işaretinizi hem de DX Çağrısını AP bilgisini kullanmıştır. İki çağrıyı tanımladıktan sonra, grid lokatörü, sinyal raporu, '73' gibi ek bilgileri arar.
Q32: İki iletimin ortalaması alındıktan sonra bir Q3 çözmesinin elde edildiğini belirtir.
Aiağıdaki ekran çıktısında, 10 GHz bandında 130 cm'Lik bir çanak, bir adet LNB bias tee ve bir sdr alıcı ile DL0SHF'in Almanya'da çalıştırdığı 10 GHz beaconun sinyalinin çözümünü görmektesiniz.
10 GHz bandında genelde Q65D kullanılırken, DL0SHF küçük istasyonların da çözümlemesi için ay doğuşundan batışına kadar otomatik olarak 10.368.025 Hz'ten Q65E ve CW yayınlarını dönüşümlü olarak yapmakta.
Bu frekansta aydan saçılma çok yüksek olduğu için 144 MHz teki gibi JT65 tarzı protokoller çok sağlıklı çalışamamakta.