9 Eylül 2019 Pazartesi

Anten Rotator Kontrol Projesi (K3NG)

Merhaba
Bu paylaşımda, epey bir süredir başarıyla kullandığım bir projeden bahsedeceğim.



K3NG isimli radyo amatörünün geliştirdiği Arduino tabanlı bir antenna controller.

Öncelikle ne iş yapar?

Bildiğiniz gibi, özellikle yönlü anten kullanan arkadaşlar, anten yönlerini çevirmek için bir rotor kullanmakta..
Bu rotorun hangi yöne baktığı, çevirme işlemleri ise istasyonun içinde bulunan bir kontrol kutusu ile yapılmakta..

Genelde çok sağlıklı olmayan bu kutu, zaman zaman bozulmakta (Trafosu yanar, dişlisi bozulur vs)
Ayrıca kullanmak ta kolay değil.. Ne var ki bunda, çeviriyoruz dönüyor diyecekler için
bu rotoru bir de Uydu takibinde ya da ay takibinde kullanmalarını isteyeceğim.
Elle sürekli yön vermekten hobiden soğursunuz :)

Peki ne yapalım derseniz, bazı rotor üreticilerin rotor kontrolünü bilgisayardan yapmak için oldukça pahalıya sattıkları arayüz çözümlerinden alabilirsiniz.. Ya da kendi rotor controlleri'inizi kendiniz yaparsınız.

Bu yazıda temel olarak neler yapar, nasıl kullanılır tarzı açıklamalar yapacağım ama, projenin kendisi çok detaylı.. O yüzden bir kısmını proje'nin kendi sayfasından takip etmeniz daha doğru olacaktır.

Projenin orjinal sayfası
https://blog.radioartisan.com/yaesu-rotator-computer-serial-interface/

Ayrıca proje'nin kodlarının bulunduğu kısım
https://github.com/k3ng/k3ng_rotator_controller    adresinden görülebilir.

Rotor projesinin neredeyse her soruya kaynak oluşturabilecek wiki sayfasına ise
https://github.com/k3ng/k3ng_rotator_controller/wiki

linkinden erişebilirsiniz. Neler yapabildiği, neleri desteklediği ile ilgili tüm bilgi burada mevcut.


Cihazi hazirladiktan sonra ister manual olarak üzerindeki düğmelerden, isterseniz USB ile bilgisayarınıza bağlayıp, mevcut log programınız ya da pstrotator gibi bir yazılımla direkt bilgisayar üzerinden kullanmak mümkün.



Öncelikle malzeme olarak nelere ihtiyacımız var.


  • Bir anten rotoru (hazır birşey de olabilir, redüktör ve dişliler ile kendi yaptığınız bir rotator de olabilir.)



  • Anten rotoru'nun yönünü bildirebilecek bir sensör.


Bu sensörler çok farklı özelliklerde olabiliyor.
Örneğin, çoğu rotorun içinde bir potansiyometre var.. Bu kullanılabilir
Ya da Arduino tabanlı çalışan manyetik pusulalardan kullanabilrsiniz
Magnetic effect sensor kullanabilirsiniz
Rotary Encoder kullanabilirsiniz..

Bu malzeme rotorun baktığı yönü , arduino'ya göndermek için kullanılacak.


  • Arduino (Uno, Mega vs..Projede kullanacağınız komponent sayısına göre)
  • Arduino uyumlu Röle kartı (5V ve 12V versiyonları satılıyor)
  • 2x16 ya da daha iyisi 4x20 LCD Ekran (I2C uyumlu olması daha kolaylaştırıyor işi)
  • Ara bağlantılar için kablolar
  • Kullanacağınız Rotor'un güç ihtiyacını karşılayacak bir güç kaynağı. 
Bildiğiniz gibi bazı rotorlar AC voltajlarla bazıları ise DC voltajla çalışmakta. Buna uygun olarak bir besleme ünitesi lazım olacak

  • Push Button (Manual Anten yönü seçimi için)
  • Opsiyonel olarak Arduino için GPS ,RTC Saat ünitesi
  • Hepsini bir araya toplayabileceğiniz bir kutu.





Buraya kadar tamam. Öncelikle, burada arduino nasıl programlanır, sketch dosyası nedir gibi detaylara girmek istemiyorum. Bunlar internette bir çok erde bulabileceğiniz bilgiler.

Çok temel olarak nasıl bir rotor kontrol devresi yapabiliriz'i gösteren temel bir çizim K3NG sayfasında paylaşmış.





Bu çizimden ne anlamalıyız?
Ortadaki Arduino. Arduino'ya yabancı olanlar için cihazın birkaç tip baglantısı vardır.
Birincisi digital in/out'lar...  İkincisi Analog in, bunun yanında i2c ve seri bağlantı pinleri de bulunur.

Resmin sol üstünde bulunan Azimuth V ve elevation V pinleri rototardaki potansiyometre'den gelen okuma pinleri.
Tabii ki bu potansiyometrelere bu semada görünmeyen 5V ve ground baglantilarini da çekmemiz gerekiyor ki, okuduğumuz bir değer elde edebilelim. Bu pinleri A0 ve A1 uçlarına bağlıyoruz.

Bu pinlerin altındaki 4 adet düğme ise rotoru bilgisayar kontrolü haricinde el ile kontrol etmek istersek basacağımız düğmeler. Bu düğmeler de A2-A5 arasındaki pinlere yerleştirilmiş durumda.

LCD baglantisini tek tek anlatmayacağım.

Rotate CW-CCW Down ve Up ise  cihazimiz rotora dönme komutlarını gönderirken kullanacağimiz pinler. Buradaki ornekte bu pinler basit bir devre uzerinden surulmus . Ancak Arduino icin kullanılan role kartlarından birini kullanacak isek, direkt olarak pin uçlarını role kartına girebiliyoruz.
İlave direnc kapasitor ve transistor ihtiyacımız bulunmuyor. Bu pinler de digital 7-8-9- ve 10. pinlere bağlı.


Simdi bu basit semaya göre yazılımın konfigurasyonuna geldi sıra.




İlk yapmamız gereken rotator_features dosyası içindeki kullanacağımız parametreler ile ilgili ayarlar.
Burada rotor kontrol kartımızın hangi özellikleri destekleyeceğini seçiyoruz.

Örneğin, rotorumuz sadece azimuth yani yatay hareket yapıyorsa FEATURE_ELEVATION_CONTROL seceneginin basinda "//" isaretinin olmasını yani disable olmasını sağlıyoruz. Ama hem yatay hem dikey destekliyor ise "//"işaretini kaldırmamiz gerekiyor.

Rotorumuzda gps baglantisi var ise, Moon_Tracking veya sun tracking opsiyonlarini açabiliriz. Yukarıdaki semaya göre baktığımız için buna da gerek yok.

Position sensor kısmında rotorun yön bilgisini nasıl okuduğumuz ile ilgili ayarlar mevcut.

Üstteki semada sadece potansiyometre kullanildigi icin
#define FEATURE_AZ_POSITION_POTENTIOMETER   secenegini aktif edip digerlerini // ile kapali tutmak gerekiyor.
Ayni sekilde
#define FEATURE_EL_POSITION_POTENTIOMETER secenegini de aciyoruz.


Bir sonraki kisim ekran ayarlari.
Semadaki gibi 4 bitlik bir LCD kullanacak isek
#define FEATURE_4_BIT_LCD_DISPLAY
 secenegini,   I2C veya baska bir ekran tipi kullanacak isek te ona uygun parametreyi aktive ediyoruz.

Diger secenekler ile ilgili ayarlarin acilimlari en ustte verdigim linklerde mevcut. Hepsini tek tek aciklamayacagim.

Bu dosyadaki ayarlarimiz bitti.
Simdi geldik ilgili pinleri ayarlamaya.

rotator_pins dosyasini actigimizda,
bir cok pin ayari var.
Ben yine ustteki semaya göre hangi ayarları yapmak gerek onu söyleyeceğim.


Önce
#define rotate_cw 10            
#define rotate_ccw 9
             
#define button_cw A2   
#define button_ccw A3  


#define rotate_up 7      
#define rotate_down 8      

#define button_up A4
#define button_down A5


ayrica potansiyometre okuma uçlari da

#define rotator_analog_az A0
#define rotator_analog_el A1

ayarları ile giriliyor.

seklinde semaya uygun eşlestirdik. Değerlerin bu olmasi sart degil. Arduino uzerinde hangi pinlere bagladiysaniz ona gore bu dosyayi degistirmeniz gerekiyor.

Üçüncü ve son dosyamız ise, rotator_settings dosyası.
Bu dosya icinde LCD ekran ayarlarımızı yapacağız.

#define LCD_COLUMNS 20 
#define LCD_ROWS 4 

seklinde yapacagimiz bir ayar 20x4 luk bir ekran icin gereklidir.
Semadaki ekran icin bu degerleri
#define LCD_COLUMNS 16
#define LCD_ROWS 2

Yapmamız yeterli.

Röle kontrol davranışını tersine çevirmek için (Ne zaman aktif ne zaman pasif olacağına göre)
#define ROTATE_PIN_INACTIVE_VALUE HIGH
#define ROTATE_PIN_ACTIVE_VALUE LOW
şeklinde bir değişiklik uygun olacaktır.  Bazı röle kartları normalde aktifken bazıları pasif oluyor. Bu ayar bunu değiştirmeye sağlıyor.


Daha sonra bu kodu arduino ya yüklediğimizde herhangi birşey gözden kaçırmadıysak çalışması lazım

Ayar dosyalarında gördüğünüz gibi birçok ayar var.
Kullanicinin isteklerine gore cok farklı şeyler yapmak mümkün.
Örnegin i2c tabanli bir sensor ile rotor yönünü ölçmek istiyorsak, i2c'nin kablo mesafesi cok kısa oldugundan evin icine indirme imkanimiz yok. Bu durumda bir arduino antenin yanina bir tane eve koyup master/slave seklinde calisabilmesi bile dusunulmus.


Bu kontrol kartını mevcut rotorunuza bağlamak için de aşağıdaki gibi bir bağlantı yolu izlayebilirsiniz.

İki tip rotor var bildiğiniz gibi. AC ve DC..
Rotorunuzun tipine göre röle bağlantılarını ayarlayabilirsiniz.
Benim evdeki setup'ta Azimuth Rotorum AC , Elevation ise DC. Tek bir 4'lü röle kartı ile çalıştırıyorum.

Bazı rotorlarda ilave olarak Brake fonksiyonu da var. Bu tür durumlarda 5'li röle kartı kullanılıp, kontrol kartindaki Brake fonksiyonu da kullanılabilmekte.


DC Motor Yön Kontrolü
AC Motor Yön Kontrolü



Bunlar standart bağlantı. DC motorunuzu isterseniz PWM kontrol kartı üzerinden sürerek hız kontrolü ile de kullanabilmeniz yine opsiyonlar arasında.



Dedigim gibi cok kapsamli bir urun. Herkesin ihtiyacina gore de farkli konfigurasyonlar yapmak mumkun.

Benimki basit bir yol gösterimi. Gerisi size kalmış.



73

G4HSK minimal tasarımı







29 Ağustos 2019 Perşembe

2.4 GHz te bir Türk istasyonu !!!

Oscar 100 ile ilgili geçmiş yazılarımda özellikle 2.4 GHz bandının Türkiye'de "maalesef ki" serbest olmadığını yazmıştım.


hem amatörlük hem de afet gibi durumlarda haberleşme amaçlı kullanılabilecek bu uydu'nun biz Türk amatörleri tarafından kullanılamaması oldukça üzücü.

TRAC Genel Merkezi ve TRAC Antalya şubesi'nin beraber organize ettikleri TC113PTR özel çağrı işaretli aktivite istasyonu için, BTK ve Kıyı Emniyeti'nin özel izinleri ile 2.4 GHz te çalışma izni alındı ve , Türkiye'nin ( ve Osmanlı'nın)  ilk telsiz istasyonu olan Patara/Antalya istasyonunu anma etkinliğinde aynı lokasyondan çıkış yapıldı.

Bu uydu ile yakın ilgimden kazandığım bilgi birikimi bu ekip ile paylaşarak QRV olabilmelerine yardımcı olabildiğim için ne mutlu bana.


Umarım bu frekansı özgürce kullanabilmemize izin kısa zamanda çıkar ve özel izinlere gerek duymadan hepimiz bu bandın güzelliklerini beraber yaşayabiliriz.


Aşağıda yaptığım kısa bir kayıt görünüyor.

TC113PTR ye başarılar.

 

25 Ağustos 2019 Pazar

ISS Radar Echosu


Merhaba,
EME çalışanların sıklıkla kullandığı bir referans sinyal vardır. Özellikle bizim 2m bandına çok yakın olduğundan 2m antenleri ve cihazları ile duyulması kolaydır..

Bu radar vericisi fransa'da bulunan Graves radarı.


Radar 2000 km mesafede'den 10 cm büyüklüğünde cisimleri algılarken , 36000 km mesafede 1 metre çözünürlükle çalışabiliyor.

Graves Radar Vericisi

Radar 4 yöne bakan 4 anten ile çalışıyor.
 Gönderdiği sinyalleri hem Avrupa'daki monitör istasyonlar hem de yine Fransa'da bulunan alıcı istasyonu ile topluyor.

Graves Verici Pattern'i


Radar vericisi her bir antene dönüşümlü olarak sinyal göndermekte bu yüzden dinlerken   sanki bir mors sinyali gibi yaklaşık 1 sn'lik pingler duyulmakta.


Biraz önce ben de diğer radyo amatörlerinin yaptığı gibi, EME yani ay yansitma çalışmasında kullandığım antenimin yönünü kalibre etmek için 143.049 USB deki bu sinyali dinliyordum..

Birden sinyali şiddetli bir şekilde ama daha yukarıdaki bir frekanstan duymaya başladım.

Hemen üstümüzden geçen uydular neler diye bakınca ISS'in yaklaşmakta olduğunu gördüm.

Evet bir çok amatörün test ettiği Graves radarı ile ISS'i yakalamayı ben de başarmıştım.

Bu sırada kısa bir kayıt ta aldım.

Spektrum'un sağından doğru başlayıp soluna kadar devam eden iz ISS'ten glen yansımalar.
İki sıra iz olduğunu fark edeceksiniz.
Kuvvetli olarak duyulan iz, muhtemelen ISS'e doğrudan bakan radar anteni iken, zayıf olarak gelen iz ise anten'in diğer lobunun yansıması. Zaten dikkat ederseniz ping birinde kesilip diğerinde duyuluyor.

Bildiğiniz gibi çok hızlı giden cisimler bir doppler etkisi yaratır. Bu etki aynı uzaktne gelen bir ambulans'ın siren sesi gibi yaklaştıkça üst frekanstan uzaklaşırken de alt frekansa doğru kayar..

Burada da aynı durum yaşanmış oldu. ISS bana doğru yaklaşırken  frekans aşağı doğru kaydı.

İşte çektiğim video.

23 Temmuz 2019 Salı

ADF4351 Signal Generator


Transverter sayfasında bahsettiğim ADF4351 Sinyal Generator hakkınd abiraz daha kapsamlı bilgi vermek istedim.

Analog Devices firmasının bir ürünü.

35 Mhz-4400MHz (4.4 GHz) aralığında sinyal üretebilme kabiliyetine sahip.

Değişik çarpma/bölme oranlarında programlanabildiği gibi, çıkış gücü de değiştirilebilen,
aynı zamanda, iki bağımsız çıkışa sahip bir cihaz.  2.2 GHz e kadar kare dalga, 2.2-4.4 arası ise sinüs dalgası üretebiliyor.

Aliexpress, banggood gibi sitelerde evaluation board şeklinde alıp kullanabileceğiniz gibi, üstüne hazır LCD ve genelde SM32 ile yapılmış kontrol kartı da takılı halini, ya da kendi devrenizde kullanacaksanız, direkt IC olarak alabilme şansınız var.

Kontrol kartlı halinden bahsetmiyorum..
kendisi şöyle bir alet. Resim herşeyi anlatıyor zaten. 55$ gibi bir fiyatı var.
Ben daha ucuza nasıl malederim diye araştırdığımda şu kartı buldum;



Cihazı biraz anlatacak olursak,  Soldaki SMA konnektör harici bir sinyal kaynağı (10 MHz) bağlamak içn var. Elinizde daha önceki bir yazımda bahsettiğim, TCXO, OCXO ya da GPSDO gibi 10 MHz kaynak varsa cihazınızı buradan besleyebilirsiniz.
Tabii bunun için, önce kart üstündeki kristalin çıkışında bulunan direnci sökmeniz gerekiyor.  Böylece internal kristal devre dışı kalıyor ve  sizin harici kaynağınızdan cihaz çok daha stabil çalışabilir hale geliyor.

En sağdaki SMA'ler çıkış ayakları.

Ön sağ'da 5V adaptör girişi var.
Diğer pinler ise cihazı programlamaya yarıyor.

Bu programlama işi için internette bir çok farklı kaynak var.
Ben F1CJN çağrı adlı Fransız Radyo amatörünün kodunu kullandım. Oldukça memnun kaldım.

Orjinal sayfası http://f6kbf.free.fr/html/ADF4351%20and%20Arduino_Fr_Gb.htm linkinden görülebilir.

İngilizce/Fransızcası olmayan arkadaşlar için özetlemek gerekirse,

Bir adet ADF4351 , 1 Adet, Arduino Uno/nano , 1 adet Arduino Keypad shield , tercihen bir adet (olmasa da olur) 5V 3.3V logic çevirici ihtiyacınız olacak.Çünkü, ADF4351 Arduino gibi 5V ile değil, 3.3V ile seri haberleşme yapmakta.
İsterseniz Logic çevirici yerine direnç ile de voltajı düşürebilirsiniz.Ki ben öyle yaptım.

Ekranımız bu:
2-2.5 Dolar civarına satılmakta.

Aşağıdaki bağlantı şemasını üstte bahsettiğim, F1CJN'nin sayfasından aldım.



Şimdi gelelim tüyolara.
Üstteki bağlantıdaki gibi direnç kullanabileceğiniz gibi, bahsettiğim gibi, araya bunun yerine bir logic çevirici kullanmanız da mümkün.

Arduino güç kaynağı olarak, 8-9V civarı bir besleme kullanın. 12V beslemeniz halinde, Arduino güç regülatörü çok ısınıyor ve restart etmeye başlıyor.

ADF4351'in beslemesini yine Arduino'nın 5V çıkışından alabilirsiniz. 

İlgili arduino programı,
http://f6kbf.free.fr/html/ADF4351_LCD_07032016.zip adresinden indirilebilir.

Şimdi,
Ben burada yazanların hepsini yaptım. 
Arduino'yu yükledim, cihaza güç verdim..
O da ne, LCD ekranda NO LOCK yazıyor... ADF4351 üstündeki frekans kitleme ışığı belli belirsiz yanıyor, hatta elimi yaklaştırdığımda telsizden sinyal duyuyorum ama, bir türlü sağlıklı çalışmıyor diyorsanız,
Epey bir forum gezdikten sonra bulduğum bir tüyoyu paylaşayım.
ADF4351'in düzgün çalışmas için CE pin'inin High'a çekilmesi gerekiyormuş.
Bu sebeple, ADF4351'in CE pin'ini 10K bir direnç ile hemen yanındaki 3.3V pinine bağladım.


Bundan sonra hiç sıkıntı yaşamadan her çalıştırmamda frekans düzgünce  değişti ve çalıştı.

İlave olarak cihazı kutuladım, kutuya 12V-9V çevirici koydum. Böylece her cihazımı ayrı ayrı beslemek yerine tek bir 12V kaynaktan besleyebiliryorum.


Buraya da bir iki video ekleyeyim.









8 Temmuz 2019 Pazartesi

Türkiye VHF UHF Yarışması

Takip eden tecrübeli Amatör arkadaşlar, dünyada neredeyse her band her mod için bir veya birden fazla yarışma olduğu gerçeğini bilirler.

Peki nedir bu yarışma ya da çok daha bilinen adı ile "Contest"ler.. Niye yaparlar..Bu yazıda önce kısaca buna değinelim.


Değişik kuralları olsa da, genelde, toplam en uzak mesafe, toplam en fazla sayıda amatörle konuşmak gibi kuralları bulunan yarışmalarda, aslında önemli olan gaye,

 "bir amatörün, istasyonunu hem duyma hem gönderme alanında mümkün olan en iyi seviyeye getirebilmesi için teşvik, cihazında o güne kadar ihtiyaç duyup kullanmadığı AGC, RF Gain, Filtreler, RIT, DSP gibi düğmelerin gerçekte ne işe yaradıklarını tecrübe etmeleri, frekansları iyi kullanabilme, dinleme ve gönderme yeteneklerinin gelişmesi'dir.."


Özellikle HF yarışmalar (CQ-WPX ve CQ-WW en bilinen ve en kalabalık katılım olduğu yarışmalardır)  WARC bandlar hariç tüm HF bandlarda yapılan, bandda boş yer bulup konuşmanın bile epey zor olduğu yarışmalardır. Hem sizin hem cihaz ve güç kaynaklarınızın 48 saat gibi bir süre kesintisiz çalışmaya ne kadar dayanabileceğini gösteren gerçek maratonlardır.

Tabii HF yarışmalar için biraz olsun iddia sahibi olabilmek için, çok iyi gönderme ve duyma anten sistemlerine sahip olunması, çok seri, iyice tecrübelenmiş operatörler ve bu strese dayanabilecek cihazlar kullanmak gerekmektedir.

VHF ve üstü (Mikrodalga bandların da ayrı yarışmaları var) frekanslardaki yarışmalar ise biraz daha lokaldir. HFteki gibi mevsimsel etkilerden ziyade, günlük değişebilen Tropo, Sporadic gibi etkilere oldukça maruz kalmaktadır. Bu yüzden görüşmeler de HF te olduğu gibi tüm dünya ile değil, daha lokal, birkaç yüz km'lik bir bölgede gerçekleşebilmektedir.

Bu genel bilgilerden sonra, konuya gelecek olursak,  TRAC Türkiye bünyesinde  yıllar önce temeli atılan bir VHF yarışmamız olduğunu biliyor muydunuz?

Bu sene serbest bırakılan 6m de dahil edilmek üzere, 6m, 2m ve 70cm bandlarında düzenlenen bu yarışma, haziran aynın son ya da temmuz ayının ilk haftasonu düzenleniyor.
Yarışma, FM CW ve SSB tüm modlarda katılıma olanak sağlamakta.
Yani gerektiğinde bir el cihazı ile bile katılabilir ve yarışma yapmanın zevkini yaşayabilirsiniz.

Peki nasıl?

Yarışma kuralları TRAC web sayfasında mevcut olmakla beraber,  arada herhangi bir echolink, Röle bulunmadan direk olarak yapılan tüm görüşmeler loglanıyor.  Görüşme sırasında, Karşılıklı Çağrı işareti , Sinyal raporu, Sıra numarası (Kaçıncı görüşülen istayon olduğu bilgisi) ve en önemlisi Locator bilgisi paylaşılıyor.


-------------
Locator'un ne demek olduğunu daha önce uydu başlıklı yazımda yazmıştım. Tekrar etmekte fayda var. Bir amatör istasyonunun Locator bilgisini adı soyadı gibi bilmeli. Özellikle VHF ve üzeri bandlarda sadece ben Ankara istasyonuyum, Ben Bursadan çıkış yapıyorum, Karabükten çağırıyorum gibi tabirler kesinlikle ama kesinlikle doğru tabirler değil.
VHF ve üzeri bandlarda amatörler Locator bilgisi paylaşır. Locator, bulunduğunuz coğrafi alanın, en az 4 tercihen 6 haneli bir harf rakam kombinasyonu ile adresidir.
Peki kendi istasyonumuzun Locator'unu nereden öğreniriz?

Gird square ya da grid locator olarak google search yaptığımızda karşımıza çıkacak bir çok siteden bulabiliriz.
Örneğin,
http://www.iz3mez.it/maps.google/ww-loc.html
ya da
https://k7fry.com/grid/  gibi
--------------

Bu kısa ara bilgiden sonra, yarışmada, VHF ve üzeri bandlarda tercihen Horizontal yani yatay konumlu anten tercih edilmelidir. Özellikle SSB ya da CW çalışıyorsanız.

Yaptığınız QSO'ları, bri excel tablosu, bir form ya da en güzeli N1MM gibi bir log programı ile kayıt altına almanız lazım.
N1MM bahsi geçen Türkiye yarışmasını da desteklemekte. Ayrıntıları web üzerinde bulunabilir.

Bilgisayar destekli olduğunda aradaki mesafe hesabı, otomatik verilen sıra numarası, UTC olarak yazılan saat gibi bir çok bilgi operatörü uğraştırmadan kaydedilebilmekte.

VHF yarışmalarda avrupada bir çok istasyon, daha uzak mesafelere erişebilmek için, yüksek dağ/tepe gibi bölgelere çıkmakta. Buralardan /P kısaltması ile yani portable olarak çıkmaktalar.
Örneğin TA2NC/P şeklinde duyacağınız bir çağrı işareti , sizin kendi istasyonunuzda değil, arazide çalıştığınızı gösterecektir. Bu tür bir çalışmada, gitmeden çalışma yapacağınız bölgenin Locator bilgisini öğrenmekte tabii ki fayda var.

Kısaca bilgiler bu şekilde.

Bu seneki yarışma geçti.. Malesef sadece 2 adet 2m görüşme (Bir Bolu bir de Bulgaristan) ve 60 küsür 6m görüşme yapabildim. Belki seneye düzenlenecek olan yarışmada karşılaşırız.

73


Bir kaç portable istasyon:





6 Temmuz 2019 Cumartesi

İlk TA-TA EME QSO'su


Kadri abi, nam-ı diğer TA1D ile değişik modlarda bir çok qso yaptık VHF bandında.

Önceleri, İstanbul-Ankara arası SSB bir sürü QSO tamamladık.
Daha sonra, CAS uydusu üzerinden bir kere de uydu QSO'su yaptik.

Çanakkale'deki yazlığına gittiğinde Meteor Scatter denememiz de başarıyla tamamlandı

Antalya'ya gittiğinde Aircraft Scatter yani, uçak üzerinden yansıtarak hem SSB hem Dijital modlarda birkaç qso gerçekleştirdik.

Ancak, Türkiye'de ilk defa iki TA istasyonu arasında EME yani Ay yüzeyinden yansıtarak qso tamamladık.

Ben kendisini -24 dB civarında duyabildim. O beni -21 duymuş. Tabii onda 4 anten bende 2 anten olmasının etkisi bunda büyük.

Bu TA tarihinde bir ilk olarak yerini alacak...

kendisine bana VHF bandında yol gösterdiği ve bu sayısız denemelerde sabırla çalışmaya devam ettiği için teşekkür ederim
144.140 frekansında, JT65B olarak testimizi gerçekleştirdik. Kuş uçuşu 555 (KM39BP-KM69HU) km olan bu QSO, RF sinyallerimizin izlediği Ay-Dünya arası mesafe göz önüne alındığında yaklaşık 800.000 (sekizyüzbin)  km






Kadri abi'nin ekranından da görüntü bu şekilde...


2 Temmuz 2019 Salı

GHz Bandlar - 2 Local Oscillator & Filtreler


Önce LO yani Local Osilatör nedir ile başlayalım.

Herhangi bir telsiz cihazı için, belirli bir frekansta yayın yapmak ya da dinlemek için öncelikle bir sabit frekans üreten devre/kristal gereklidir.

Yani cihazınız için bir sabit frekans referansı gereklidir.

Burada heterodyne alici vericilere girmeyeceğim. Basit bir ssb sistem yapmak için gerekli kısma gireceğim sadece..


Çok çok basit bir şekilde örnek vermek gerekirse..

Alıcı verici devrelerinde kullanılan mixer katı, bir sabit frekans girişi, bir IF ve RF frekans giriş/çıkışı içerir.

Temel olarak mikserin LO katından giren sinyal ile IF katından giren sinyal birbirine eklenir ve frekansı değiştirmiş olur
Yani   LO + IF = RF şeklinde bir çıkış elde edilmiş olur.
Tam tersi yani dinleme sırasında ise, LO-RF = IF olur.

Basit bir transverter devresinde düşünecek olursak ,  2.4 GHZ bandından çalışacak bir transverter yapmak istediğimizi farz edelim.
Temel olarak devremiz, bize asıl sinyali üretecek bir IF kaynağı (Bir SSB telsiz olabilir) , bir LO kaynağı (bir önceki konuda anlatıldığı gibi mümkün olduğunca stabil, ve kullanacağımız aralığa uygun) ve bunları birleştirecek bir mikser ile oluşturulur.


Tabii teoride bu kadar basit görünmesine rağmen pratikte ,
IF'ten ve LO dan gelecek sinyalin mikser 'in girişine uygun desibel değerlerine düşürülmesi/ yükseltilmesi,  IF ve LO sinyallerinin mümkünse bir low pass filtreden geçirilmesi (ve böylece istenmeyen harmoniklerin temizlenmesi) ,   mikser çıkışında oluşacak RF sinyalinin de önce bir bandpass filtreden geçirilip , daha sonra kullanılacak vericiye göre güçlendirilmesi gerekecektir.

LO sinyalinin temizliği ve stabilitesi cihazınızın performasını etkileyecektir.


Burada filtrelerden de bahsetmeden olmaz..

Low Pass Filtre (LPF) :  

 Filtrenin ayarlı olduğu frekansın altını geçiren üstünü geçirmeyen filtrelere denir. Örneğin 1 GHz e ayarlı bir filtre , harmonikleri olan 2-3-4 GHZ gibi sinyalleri geçirmeyecek ve gereksiz harmoniklerin devrede devam etmesini engelleyecektir.




Örnekte 20 MHz low pass filtre görüyoruz.. Üst frekansları nasıl sönümlendirdiği açıkça görülüyor.

High Pass Filtre (HPF) 

 Belirli bir frekansım üstünü duymak, altını duymamak gerektiğinde kullanılır.  Örneğin, evinizin yakınında bir FM vericisi olduğu ve çok güçlü olan sinyalinin sizi VHF bandında sağırlaştırdığını düşünün,
140 MHz için yapılmış bir HPF alt frekansları engelleyeceği için bu yakındaki FM vericinin kötü etkilerinden kurtulmuş olursunuz.



Band Pass Filtre (BPF) :

  Sadece Aslında bu filtre High ve Low Pass Fİltrelerin karışımıdır. Sadece belirli bir aralıktaki sinallerin geçmesini sağlar. Bu filtreler geniş band olacağı gibi, özellikle röle sistemlerindeki gibi çok keskin çalışabilen Cavity (Kavite) filtreler olarak ta karşımıza çıkabilir.
Bir kaç yüz khz aralığında hassasiyetlere sahip olabilirler.




Band Reject Filter (BRF)

 Belirli bir frekans aralığı hariç diğer frekansları geçiren bir filtre türüdür. 



Bu filtreler dediğim gibi çok değişik amaçlarla kullanılabilir.
RF devremizdeki amfimize gereksiz frekansların girmesini engellemek ve sadece lazım olan frekansların güçlendirilmesi ve verimi yükseltmek için kullanılacağı gibi,
bir kristalin sadece üçüncü harmoniğini alıp, onu LO olarak kullanmak için kullanılabilecek bir band pass filtre olabilir mesela..

Aşağıda bazı filtrelerin fiziksel görünüşlerini de paylaşıyorum..

Herkese 73

200-300 MHz BandPass Filtre(Kavite) 
1090 MHz Microstrip Filtre
Mİkrodalga (Muhtemelen 10 ghz) PCB filtre
Bakır boru kapağından yapılma 10 GHZ Bandpass filtre (vk4ghz) 

26 Haziran 2019 Çarşamba

EsHail / QO-100 Uydusu alıcı devam...


Bu uydu ile ilgili diğer yazılarımda, göndermek için bir transverter ya da upconverter
kullanabileceğimizi,

Dinlemek için de basit bir SDR alıcı ve bilgisayar kullanabileceğimizi anlatmıştım.

Daha önce transverterlarını kullandığım transverter-store.com adresinde bu uyduyu yine telsizimizden dinlemek için (Herhangi bir bilgisayar ve sdr ye ihtiyaç duymadan) bir downconverter satılmaya başlamış.

http://transverters-store.com/qo100_converter.htm adresinden satın alınabilecek bu cihaz ile,

hem LNB'nin bias-tee beslemesini yapabilirsiniz, hem gelen sinyali 144 MHz e indirip normal LEO amatör uydularda yaptığınız gibi QSO yapabilirsiniz.

Kabaca ,

dxpatrol veya sg-lab.com adreslerinden alacağınız transverter ile, 430 MHz'ten tx yapıp (2.4 GHz'e çevrilecek) , mandalı bıraktığınızda , yukarıda linkini verdiğim cihaz sayesinde, 144 mhz ten RX (önce LNB ile 10 ghz'ten 740 MHz'e sonra oradan 144 e inecek)  yapabilecek, arabanın bagajına koyacağınız bir adet 60cm lik çanak ile, dünyanın 1/3 ü ile QSO yapma şansı bulabileceksiniz.

Tabii, önce bu frekansları kullanmak için izin lazım..



.




19 Haziran 2019 Çarşamba

GHZ bandlar - 1

Daha önceki konularda kenarindan kıyısından birkaç paylaşım yaptığım GHZ frekanslar ile ilgili daha geniş bir bilgi vermek istedim.

Çoğu ülkede ayrı bir amatör camiaya sahip bu bandlar 1 ghz ve üzerindeki amatör frekansları içeriyor. Nasıl bizde 80/160 metre bandında farklı bir grup var, FT8 ciler ayrı bir oluşum, VHF/UHF röle/DMR /APRS çalışanlar gruplar oluşturuyorsa, GHZ'lerde "takılan" alt bandlarla ilgilenmeyen bir çok klup istasyonu mevcut..


Öncelikle Türkiye'de hangi frekansların izni var oradan başlayalım.

1240-1300 MHz (23cm)
5650-5670 MHz (5cm)
5820-5850 MHz (5 cm)
10450-10452 MHz (3cm)
24000-24050 MHz  (1.2cm)
47-47.2 GHz  (6mm)
75.5-76 GHz  (4mm)
134-142 GHz  (2mm)

band aralıkları ülkemizde amatör band kullanımına açık bandlardır.

Arada kalan 2300-2410 MHz aralığı için ise derneklerin BTK ile görüşmeleri sürmektedir. Bu band özellikle QO-100 uydusunun kullanılması için elzem bir band. Ayrıca bu frekansta yayın yapmak için kullanılabilecek filtre, amplifier mixer gibi cihazların, 2.4 GHz wifi haberleşmesi için çok miktarda ve çok ucuza üretilmesi ve bulunması bu bandıın kullanımını da tüm dünya amatörleri için kolaylaştırmaktadır.


Takdir edersiniz ki, bu frekanslarda (1.2 GHz bandı hariç) hazır cihaz bulmak mümkün değil.
Yani bir HF veya VHF/UHF cihaz gibi gidip komple satın alabileceğimiz cihaz yok.

1.2 GHz bandında durum biraz farklı. Bu frekansta çalışan sabit cihazlar olduğu gibi (TS2000X, IC-9700 gibi)  IC-X21 gibi FM çalışan el cihazları da bulmak mümkün. Hatta yurtdışında bazı şehirlerde 1.2 GHZ röleler bile bulunuyor.

Peki niye bu bandlarda çalışmalıyız??


Yaptığımız bu hobi, sadece telsizle konuşmak değil. RF üzerine araştırmalar yapmak , bunları incelemek, zorluklarını keşfetmek, çözmek, deneysel bazı yöntemleri denemek bulmak bu hobinin aslında ayrılmaz bir parçası. Ancak ülkemizde amatörlük Halk Bandı'nın çağrı işaretli versiyonu olmaktan ileri gidemediği için, bu konuda çalışma yapan amatör sayısı yok denecek kadar az.

Mikrodalga bandları ise, bugüne kadar alışık olduğumuz RF karakteristiklerinden çok daha farklı bir yaklaşım sunmakta bize.

Yaptığınız devrenin üzerindeki elemanların bacak boyundan, tipinden(genelde SM kullanılıyor)  , lehimin kalitesine, kullanılan konnektör tipi/markasından, hangi koaksiyeli kullanacağınıza kadar her şey yeni bir dünyaya yol açıyor.

Mikrodalga dünyasında bir de maddi olarak farklı rakamlar dönmekte. Bir yerde okuduğum yazıda, GHZ bandlarında ürettiğiniz her bir watt için yaklaşık 100$ harcamanız gerektiğinden bahsediyordu.
Kısmen doğru olsa da ucuza mal etmenin de yöntemleri var. Ayrıca önemli bir nokta, bu bandlarda zaten çok yüksek güçler de kullanılmıyor.  Şöyle bir örnek vermek gerekirse, 10 GHz te DX çalışmak için gereken güç en fazla 20-25W kadar. Bunun sebebi antenlerin kazancı..

Küçük bir örnek, 20Watt çıkış yaptığınızı ve bunu 60 cm'lik bir çanak kullanarak gönderdiğinizi düşünün. Bu çanağın 10 ghz teki kazancı en az 30 db. Bu da sizin antenden çıkan ham gücünüzü
yani EIRP değerinizi 73 dbm yani 20.000Watt .. 20 kilowatt yapmakta..
Bu rakam size biraz fikir vermiştir umarım..
60 cm bir çanakla 10W bir güce çıkabilirseniz, Earth-Moon-Earth haberleşmesi yapabilmeniz mümkün oluyor.




Gelelim nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine..

Öncelikle en başta ihtiyacımız olan "her zamanki gibi" SSB yapabilecek bir telsiz..

Bu telsiz ile süreceğiniz bir transverter (daha önceki yazılarımda bahsetmiştim), kısa mesafelerde ihtiyaç olmasa da , olması iyi olacak olan bir PA, ve Anten...


Tabii bu kadar basit değil..

Transverter bildiğiniz gibi, mevcut IF frekansınızı, daha üst frekanslara çeviren bir cihaz..
Bunu da , üzerinde bulunan PLL devresi, kristaller ve multiplier develeri ile yapıyor.

Burada kritik olan şey, bu PLL devresinin kararlılığı.
Niye derseniz....

Devrenizde 10 MHz lik bir kristal kullandığınızı varsayalım.
Ortalama ucuz bir kristal 10-50 ppm arası (parts per million) kararlılıkta çalışır.
10ppm(en iyi değeri)   olarak kabul etsek, yaklaşık 100 hz lik bir sapma demektir.

HF bir telsizde 100hz bir salınım, hiçbir sorun yaratmayacaktır.
Muhtemelen hissetmeyeceğiniz bir değişim olacaktır.
Aynı kristali, VHF bandında kullandığınızda (yuvarlak olsun diye tam frekanslar yazmıyorum)
100 MHz e çarptığınızda 1khz sapma yaşayacaksınız..
Artık ufak ufak frekans kaymalarını hissetmeye başladınız. Zaten kullandığınız telsizde de , frekansı 100 mhz e ayarladığınızda aslında 100.001.000 civarı bir yerde ayarlanmış olabilir.

GHZ e çıkalım
1000 MHz(1 ghz)  te artık sapmanız, 10khz oldu.. Frekansınızın 10 khz lik aralıklarla salındığını, hatta cihaz soğukken başka ısındıkça başka frekanslara kaydığını düşünün..

10 GHz e geldiğinizde 100 khz lik bir sapma yaşıyorsunuz artık..
Bırakın SSB'yi.. FM bile konuşuyor olsanız, ne kadar fark yarattığını şöyle örnek vererek söyleyebilirim.
Siz 145.500 de simplex konuşurken 145.600 'de yani 100khz yukarıda bir röle konuşabilmekte..
Ve telsizinizin frekansının sürekli 145.400-145.600 arasında kaydığını hayal edin...

Peki çözüm ne..
Daha hassas kristaller , hatta TCXO , OCXO gibi kristaller, o da yetmedi GPSDO gibi teknolojiler kullanmak..

TCXO (Temperature Compensated Crystal Oscillator), kristalin ısınmasıyla beraber belirli intervallerde frekans düzeltmesi yapan bir kristal türüdür..
Normal bir kristale göre çok daha hassastır.
Ucuzdur ve günümüzde bir çok yeni telsizde kullanılmaktadır.Hatta, bazı telsiz firmaları, ya da başka amatörler, cihazınızın daha stabil olması için, bu kristali daha sonradan yükseltme kiti olarak satmaktadır. Örneğin TS480 HF telsizime, özellikle dijital modlarda daha yüksek hassasiyet için böyle bir kit alıp takmıştım. Cihazın frekans kararlılığı çok daha kararlı olmuştu.

OCXO  (Oven Controlledd Crystal Oscillator), kristalin izole kapalı bir kutuda, 70-80 derece gibi ısılara kadar ısıtılıp o frekansta kararlı kalması üzerine düşünülmüş bir kristal düzeneğidir. Hem yüksek güç harcar (bu yüzden bataryalı sistemlerde kullanıma uygun değildir) hem de maliyeti TCXO veya kristale göre yüksektir.

Rubidium Crystal Üretimi oldukça pahalı ama, kararlılığı çok yüksek bir materyalden üretilen kristallerdir. Atomik Saat hassasiyetine sahiptir. Sadece çok  hassas zaman ölçümü, ya da çok hassas frekans kontrolü (çok yüksek frekanslar) isteyen devrelerde kullanılır. Ayrıca hiç küçük te değildir. 

GPSDO (GPS compensated Digital Oscillator) GPS uydularındaki atomik saatlerden gelen veriyi işleyerek, sürekli frekans düzeltmesi yapan çok çok hassas osilatörlerdir. Fiyatları  yüksektir.
Yine de rubidium a göre maaliyeti oldukça düşüktür.

Hassasiyet seviyelerine gelecek olursak,

Kristal Tipi
Ppm
10 GHZ te olası sapma (+/-)
Normal Kristal
10-100
100 khz - 1Mhz
TCXO
1
10 khz
OCXO
0.5
5 khz
GPSDO/Rubidium
1x10-6
0.000001 hz



Göreceğiniz gibi, GHZ bandlarında karşılaşacağımız ilk sorun daha kaynakta başladı.
Yüksek frekansta çalışan çoğu telsizde, ölçüm cihazında, hatta osiloskopta bile External Reference Input görürsünüz... 10 MHz lik bu input normalde cihazın içine ilave edilmemiş bu tür çok hassas referans kristallerinin kullanımına olanak sağlar.

Yüksek frekans çalışan amatörler arasında en yaygın kullanım OCXO ve GPSDO olmaktadır.

OCXO, ilk açılıştan itibaren 40-50 saniyede en kararlı durumuna ulaşabilir. Ama 6 ayda bir gerçek frekansını gösterebilmesi için kalibrasyon ihtiyacı duyacaktır.

Yukarıda biraz bahsettiğim gibi, kristallerin aslında iki durumu var. Birincisi, ppm olarak ifade edilen frekans sapma /salınım miktarı ki bu zaman içinde ısıya bağlı olarak  frekansın hangi aralıkta değişebileceğini gösterir
İkincisi ise gerçek salınım frekansı...
Yani, 10 MHz'Lik bir kristal aslında 10.000.300 Hz ya da 9.999.500 Hz te çalışıyor olabilir. 100 Hzlik sapmasını bu frekans etrafında yapıyor olabilir.

TCXO ve OCXO kristallerin üzerinde dikkat ederseniz kalibrasyon için bir ayar vidası bulunur.

Bu vida ile zaman zaman kristalin frekansını gerçek değerine en yakın olması gereken değere göre ayarlamak gerekmektedir.Zaman içinde tüm kristallerde ayarlı frekansından sapma olacaktır. Kristal kullanıldıkça bu frekans kayması kaçınılmazdır.. Yani yeni alınmış bir telsiz ile masanızda 10 yıldır çalışan bir telsizin ekranda gösterdikleri frekans ile gerçek frekansları arasında bir fark olacaktır. 


GPSDO cihazlara dönecek olursak, bu cihazlar frekans bilgisini Uzayda dolaşan atomik saat içeren GPS uydularından elde eder.. Bu yüzden siz cihazı her açtığınızda, bu uydulardan gerçek frekans bilgisini alıp senkronize olmaktadır..

Tek dezavantajı, cihazı kullanacağınız yerin gökyüzünü görebilecek bir yerde (pencere kenarı vs) olmasıdır ki, GPS uydularına erişebilsin. Erişemez ise, kendi içindeki TCXO ya da OCXO kristali ile frekans üretmeye devam edecektir.  Bu konuda aliexpress ve ebay dahil bir çok sitede GPSDO satılmakta..  GPSDO'ların tabii ki tek meziyeti hassasiyet değil, bunun yanında temiz bir sinyal vermesi ve bunun mikserlerde rahat kullanılması da önemli. O yüzden her aldığınız GPSDO işinize tam yarayamayabilir. 


Bu konuda en bilinen ve tercih edilen ürün Leo Bodnar Mini GPSDO 
Yaklaşık 100 Pound fiyati olan bu ürün sadece 10 MHZ bir cihaz değil,
400 hz 800 MHz arası çalışabilen bir PLL devresi. Yani bir kere aldıktan sonra her testinizde kullanabileceğiniz , tam bir referans noktası. İster external reference olarak ullanın, isterseniz test yaptığınız cihazların frekanslarını büyük bir hassasiyetle ölçün.

Tercihiniz OCXO dan yana olacak ise, daha önce LNA'lerini kullandığım vhfdesign firmasının OCXO devresini tavsiye edebilirim. 30 Dolar gibi bir fiyatı var.  ADF4351 ile yapacağınız PLL devrelerinin external ref girişlerine bağlayabileceğiniz bir ürün.


Bu yazıyı burada bitirip, Bir sonraki yazıda bu üst bandlar için kullanacağımız bir diğer malzeme olan LO devrelerinden bahsedeceğim.

Şimdilik 73

13 Haziran 2019 Perşembe

Amatör Radyo Log Programı


Amatör telsizde en önemli .. hatta kanuni mecburiyeti olan... konulardan biri log tutmak.

Öncelikle niye log tutarız.
Radyo amatörlüğünde, telsi görüşmesi yapmak kadar önemli konulardan biri, bu görüşmelerinizi belgelemek, ve bu belgelemeler ile çeşitli sertifikalar alabilmektir.

Bunun için, görüşen iki istasyon birbirlerine karşılıklı olarak QSL kartı gönderir.

Size gelen bir QSL kartının gerçekten görüşme yaptığınız bir istasyondan gelip gelmediğinin kontrolü için yaptığınız görüşmelerin kayıt altında tutulması gerekmektedir.

Peki bu logu nasıl tutacağız...


Amatörlüğe ilk başladığım yıllarda, log defteri adı altında bir defter tutardık.
Bu defterde standart, çağrı adı, görüşme tarihi ve saati (UTC olarak..lokal saat değil) , karşılıklı sinyal raporları, ve karşı istasyon hakkında isim, anten vs gibi bilgileri yazdığımız notlar kısmı bulunurdu.

Tabii kağıt üzerinde tutmak demek, arama yapmayı zorlaştıran, görüşme sırasında, hele hele pileup varken bu log'u yazmayı oldukça zorlaştıran bir süreç..


Günümüzde ise bilgisayarlar yardımımıza yetişti.

Bir çok log programı (bedava ve ücretli) mevcut.
Hatta bazıları online.

Bu yazıda benim kullandığım bazı programlardan örnekler vereceğim.
Her bir programın kendine göre artısı eksisi var. Bunlara mümkün mertebe değineceğim.

İncelemeye en uzun süre kullandığım program ile başlamak istiyorum.

UR5EQF Log Book (Ücretsiz)


Ukraynalı bir radyo amatörü tarafından yazılmış olan bu program, yazarının maalesef silent-key (vefat) olması sonucu geliştirilmesi büyük ölçüde durmuş bir yazılım.

Yazılımda aslında yok yok.. Büyük oranda özelleştirilebiliyor.
Açıkçası arayüzünü de oldukça kullanışlı bulduğum bir yazılım.
Diğer çoğu yazılımın aksine, yeni eklenen modları, uyduları vs kendiniz ekleyebiliyorsunuz.
Telsiziniz ile doğrudan iletişim kurabilen hamlib ya da omnirig gibi yazılımlar ile entegre çalışabiliyor.
Gerektiğinde qrz.com qrz.ru gibi sitelerden konuştuğunuz istasyona ait bilgileri (Locator, İsim, Adres, Foto gibi) çekebiliyor. Otomatik olarak dolduruyor. eqsl, LOTW gibi online log siteleri ile senkronize çalışabiliyor. Gelen qsl onaylarını otomatik olarak çekip gösterbiliyor.
Gerçek zamanlı olarak yaptığınız qso'ları bu sitelere yükleyebiliyor. Bilgisayar kontrollü bir rotorunuz varsa rorotu konuştuğunuz istasyon tarafına otomatik çevirebiliyor.


Daha önce konuştuğunuz bir istasyon ise, önceki konuşmalarınızın tarihlerini yazabiliyor.
Oldukça da hızlı.


Ama karşılaşılabilecek bazı problemleri düzeltebilelcek bir yazarı artık olmadığından, benim karşılaştığım FT847 / omnirig uyumsuzluğu gibi bir problemde maalesef vazgeçmek durumunda kalıyorsunuz.



Log4OM (Ücretsiz)


IW3HMH tarafından yazılan bu log programı, oldukça gelişmiş bir log programı.
Gayet hızlı çalışıyor. Türkçe karakterler ile ilgil bir sorun yaşıyordum. Developer'ından bununla ilgili bir düzeltme istedim , sıraya alındı ancak beklediğim düzeltme bir iki haftada gelmeyince başka bir log programına geçtim.
Onun haricinde hiçbir kusuru yok. Bol bol artısı var.
LoTW, eQSL, QRZ.com, HamQTH, QRZCQ, Clublog, HRDLog, SOTA, IOTA loggerları ile online haberleşebiliyor.
Gelişmiş bir cluster altyapısı mevcut. hamlib, omnirig ve kendine özgü bir başka protokol ile telsiziniz ile direkt bağlantı kurabiliyor. External programlar ile çalışıp (N1MM gibi) canlı olarak başka programlardan log çekebiliyor.

Rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir program.





Hamradio Deluxe (HRD) (Ücretli)


Log programları arasında bir standart olmuş bu yazılım v5 e kadar ücretsiz, daha sonra çıkan versiyonları ücretli.
Bu program sadece bir log programı değil,
Uydu takibinden , diğital mod decoderina herşeyi içeriyor. Tek program ile tüm işlerinizi halledebilmeniz mümkün.
HRD Rig Control ile cihazınızın her özelliğini yönetebilmeniz mümkün.



DM780 ile CW, RTTY, PSK, QPSK, Contestia, DominoEX, Hell, MFSK, MT63, Olivia, Thor, and Throb modları ile çalışabilmeniz mümkün.

Rotor Control modülü ile tüm elektronik /bilgisayar kontrollü rotor modellerini kontrol edebilmenizi sağlıyor.

HRD Sat ile ise, uydu takip ve varsa rotor kontrolünüzi otomatik anten ile uydu takibi işlemlerini gerçekleştirebiliyor.



VQLog (Ücretli)




Özellikle VHF ve üstü bandlarda haberleşme yapan istasyonların tercih ettiği bir yazılım EA6VQ tarafından geliştiriliyor.

EA6VQ aynı zamanda www.dxmaps.org 'un da yöneticisi olduğundan, propagasyon analizleri konusunda buradaki bilgileri de log programında kullanmış.

Tropo , Sporadic gibi tüm bilgiler bu program içinde işlenebiliyor.

Her tür cihaz kontrolü yapılabiliyor.

Yapmış olduğunuz QSO'lar ile ilgil ayrıntılı raporlar çıkarılabiliyor.

Örneğin SporadicE de en uzak kimle görüşmüşüm, ya da hangi Grid Square'lerden confirm almışım diye bakabilmeniz ve bunları güzel grafikler haritalar ile görebilmeniz olası. 2 yıl update edilebilme lisansıyla 23 Euro olan bu program ömür boyu güncelleme için 200 euro gibi bir rakam istiyor.

Güncelleme istemem diyorsanız 23 euroya ömür boyu kullanabiliyorsunuz. 1 aylık deneme sürümünü de kullanabilme imkanınız var.


SwissLog  (Ücretsiz)


Her ne kadar adı swisslog olsa da, şu anki developer'ı yine bir ispanyol olan EA3GCV.
Programın forum sitesi üzerinden isteklerinizi ya da karşılaştığınız problemleri yazdığınızda oldukça hızlı dönüş alabiliyorsunuz.
Üstteki log programlarının çoğu özelliği yanında, HF kullanıcıları için bence çok güzel bir diğer özelliği de online HF propagasyonu göstermesi.
Yazdığınız bir istasyon için, o anda hangi bandlarda hangi dbm seviyelerinde haberleşme yapabileceğinizi hesaplayıp gösterebiliyor. Ekranda hangi panellerin olup olmayacağına kadar özelleştirebilmeniz mümkün.




8 Mayıs 2019 Çarşamba

Yeni Nesil Beaconlar


6m yani 50 MHz bandının açılmasıyla propagasyon şartlarının takibi daha bir önem kazanmaya başladı.

Bu açılımların yakalanması amacıyla Beacon yani işaret feneri diye çevirebileceğimiz otomatik vericiler kullanılır.

Bu vericilerin bir çok çeşidi mevcut.

Eskiden beri kullanılan klasik beaconlar yapımı da çok basit olduğundan genelde CW yani mors ile çalışan vericilerdi.

Çok yüksek güçte olmayan bu vericiler (5-25W civarı kullanılır genelde) 24 saat yayın yaparak bulundukları frekansı dinleyen amatörlere bir propagasyon olup olmadığı ile ilgili bilgi sağlayabilirler.


Günümüzde ise, yeni nesil beaconlar çıkmaya başladı..

Nedir peki farkları derseniz,

Öncelikle sadece propagasyon şartlarının algılanması amacıyla kullanmanın yanında, beacon'ı duyabilen istasyonların, cihaz frekanslarının da hassas bir şekilde ayarlayabilmesine olanak sağlamaya başladı.Ayrica otomatik olarak çözümlenebilen beacon bilgileri sayesinde, propagasyon haritaları amatörlerin raporlamasını beklemeden otomatik olarak oluşturulmaya başlandı.


Günümüzde oldukça fiyatı düşen GPS'ler ve Arduino benzeri mini bilgisayarlar ile, arkasına da bir güçlendirici bağlayarak çalışabilmesi sağlanan bu cihazlar hem hassas frekans ayarları (1/1000000 hz civarı hassasiyete inebiliyorlar) hem de CW haricinde çok daha hassas dijital modlar da gönderebilmeye başladılar.

PI4 dijital modu örneğin sadece Beaconlar için geliştirilmiş bir protokol.
Bu dijital mod üzerinden sadece Beacon çağrı işareti ve locator bilgisini değil, cihazın bulunduğu yerdeki ısı bilgisi, voltaj , güç parametreleri gibi ilave bilgiler de iletilebilmekte.

Ya da WSPR denilen duyma eşiğimizin oldukça altında sinyallerin bile çözülebildiği modlar kullanılarak daha uzak mesafelerde bile beacon'in duyulabilmesi sağlanmakta.

Konu ile ilgili olarak, Arduino ve Beaconlar ile ilgilenen arkadaşların faydalanabileceği bir sayfa adresi buraya bırakmak istiyorum.

http://rudius.net/oz2m/ngnb/  adresinde bu yeni nesil beaconlar ile ilgili epey bir bilgi mevcut.



Resmini gördüğünüz  OZ7IGY beaconu  28 MHz, 40 MHz, 50 MHz, 70 MHz, 144 MHz, 432 MHz, 1,3 GHz, 2,3 GHz, 3,4 GHz, 5,7 GHz, 10 GHz ve 24 GHz bandlarında yayın yapmakta.


Peki, benim neden beaconum yok. ben de beacon istiyorum diyecek amatörler ne yapabilir.

En kısa en çabuk yöntem, mevcuttaki telsizinizi kullanarak ve bu telsize bir bilgisayar ya da arduino bağlantısı yaparak hemen çalışabilmek.

Ya da,  http://rudius.net/oz2m/pi4ino/index.htm  sayfasında bulunan Arduino tabanlı kod bu konuda çok gelişmiş durumda.

Neler mi yapabiliyor..
Arduino'lara bağlanabilen, neredeyse tüm frekans sentezleyici boardlar ile uyumlu çalışabilip, direkt arduino üzerinden ilgili frekansta yayın yapabilmeye olanak sağlıyor.

Arduino üzerindeki analog bağlantıları direkt elinizdeki telsize bağlayıp, sadece controller olarak kullanılabiliyor.
Yani eldeki eski bir telsizi bir arduino ile eşleştirip, dağa bayıra atıp sürekli olarak çalışabilmesini sağlayabilirsiniz.


Ya da https://www.rudius.net/oz2m/software/pi4-tx/index.htm  adresindeki yazılımı bilgisayarınıza kurup, diğer dijital modlarda olduğu gibi, direkt bilgisayar üzerinden çalıştırabilirsiniz.



Bir de özellikle 6m bandı için yapılan bir çalışmadan bahsetmek istiyorum.
Syncronized Beacon Project adı verilen bu proje, her IARU bölgesi için planlanan aralıklarda PI4+CW şeklinde çalışacak beaconlar ile tüm beaconların birbiri ile haberleşebilmesi üzerine tasarlanan bir proje.
2011 ve 2014 yıllarında IARU tarafından da kabul edilmiş bu projeye göre, 50.4 MHz altında sadece SBP beaconlarının bulunması kararlaştırılmış.


Aşağıdaki videoda geçen gün yaptığım arduino+si5351 ile çalışan beaconu görebilirsiniz.

Şimdi lazım olan buna bir güçlendirici eklemek ve güzel bir lokasyondan yayına geçirmek.


6 Mayıs 2019 Pazartesi

FM / AM/ SSB/ CW ...Hangi Modulasyon.. Niye???



Merhaba
Bugün biraz da modülasyon tiplerinden bahsedelim dedim..
Birkaç yazımda her amatörün SSB bir cihazı olmalı diye belirtmiştim. "Niye"sini sanırım bu yazıda bulabilirsiniz.

Modülasyon nedir diye soracak olursak, Düşük frekanslı sinyallerin (örn. ses) yüksek frekanslı taşıyıcı sinyaller ile birleştirilmesidir diyebiliriz çok kabaca.

Biz amatörlerin kullandığı, duyduğu, cihazı üzerinde olan birkaç modülasyon tipine gelecek olursak,
en sık kullanılan ve bilinen, hepimizin gerek telsizinde gerekse el telsizlerinden bildiği FM.

Frekans Modülasyonu: (FM) 


Oluşturulan Ses sinyalinin bir taşıyıcı sinyal üstüne frekans modülasyonu yaparak bindirilmesi işlemidir.




Şekilden de görebileceğiniz gibi, taşıyıcı frekans üstünde taşınan sinyale göre frekansını değiştirmektedir. Bu da alıcı tarafında tekrar ayrıştırılarak ses sinyaline döndürülür.

Biraz da rakamlardan bahsedecek olursak, El cihazlarımızda Dar band (N-FM) ve Geniş Band (W-FM) adı altında iki mod bulunur.

Genelde ses haberleşmesi için FM modulasyonunu kullanmaktayız.
N-FM yaklaşık 5 khz genişliğinde, genelde PMR radyolar tarafindan kullanılmaktadır., FM ise 10-Khz genişliğindedir el telsizlerimizde kullandığımız mod. tipidir.
Müzik dinlediğimiz Broadcast FM yayınları ise, 100KHz genişliğindedir.

Buradan ne anlamalıyız?  100.00 MHz ten yayın yapan bir radyonun sinyalinin, 99.90-100.10 Mhz aralığında olduğunu anlayabiliriz.

FM sinyalleri, 15 KHz e kadar olan ses sinyallerini taşıyabilmektedir. İnsan kulağının 20 Khz e kadar duyabildiğini var sayacak olursak, gerçeğe çok yakın kalitede bir ses imkanı sunacaktır.

Bunun yanında, FM modülasyonu, QRM dediğimiz gürültülerden de oldukça az etkilenir. Bu da, şehiriçi haberleşme ve müzik yayınlarında çokca tercih edilmesinin asıl sebebidir.

Ama kullandığı frekans aralığı geniş olduğu için, anten-antene olan görüşmelerde yani, genelde çok kısa mesafeler , şehiriçi haberleşmelerde kullanılır.

Bir avantajı da, FM daha geniş bir band kullandığından, cihazlardaki frekans veya deviasyon kaymalarını tolere edebilir. SSB cihazlar çok daha hassas frekans ayarlamalarına ihtiyaç duymaktadır.
FM kullanan cihazlar bu hassasiyetten uzak olabildikleri için çok daha ucuza mal edilebilmektedir.  Benim de gözlemlerim, röle üzerinde konuşan çoğu istasyonun 500 hz 1 khz civarı birbirinden farklı frekanslarda konuştuğu, ancak FM'in band genişliği sebebi ile bu farkın hissedilmediği yönünde.



Genlik Modülasyonu (AM)


Kaynak ses sinyalinin, taşıyıcı sinyal üzerindeki genliği değiştirecek şekilde modüle edilmesiyle elde edilen modülasyon tipidir.


AM modulasyonu Kısa dalga Radyo vericilerinde ve Uçak telsizlerinde kullanılmaktadır.
 Yaklaşık 5 KHz civarına kadar olan ses sinyallerini taşır. Bu da ses kalitesinin oldukça düşük olacağı anlamına gelmektedir.  Ve bu sinyali 10 khz genişliğinde bir sinyal olarak yayınlar.


Muhtemelen aklınıza, FM gibi yüksek kaliteli bir ses sinyali varken, neden AM gibi düşük kalitede bir modülasyon tipinin kullanıldığı sorusu gelecektir.

Bunun iki sebebi var..

Birincisi, AM modülasyonu daha dar band yayın yaptığından, daha uzak mesafelere iletilebilmektedir.

İkinci ve daha önemli nedeni ise, FM'in aksine, AM'de birbiri üzerinde iki uçağın haberleşmesi mümkündür. Yani havaalanına yaklaşan iki uçağın aynı anda gönderme yaptığını düşünün. Farklı güçlerde bile olsalar, kule her iki uçağı da duyabilecektir. Bu da uçuş güvenliğini sağlayacaktır.
Oysa FM yayını olsa, güçlü olan istasyonun yayını duyulurken, zayıf istasyon yayını tamamen kaybolacaktı.

Bunu araba ile yolculuk yaparken sıkça deneyimleyebilirsiniz.
Bir tepeyi aşarken birden dinlediğiniz radyo yok olur ve varlığından haberdar olmadığınız bir başka radyoyu duymaya başlarsınız.. Oysa her iki sinyal de oradadır. Sadece güçlü olan sinyal zayıf olanı bastırıyordur.
Benzer bir şekilde, HF telsizler ile konuşurken, birazdan değineceğimiz SSB modülasyonunda (kısmen AM mod. gibidir) konuşan birden fazla istasyonu aynı anda duyabilmeniz mümkündür.


AM ve FM modülasyon karşılaştırması için şöyle bir görsel buldum




SSB (Single Side Band)


SSB Özellikle HF bandlarında kullanılırlığı ile bilinen, ama aslında tüm amatör bandlarda, HFten GHz frekasnlara kadar her yerde kullanılan bir modülasyon türüdür.

Temel olarak, çok basit bir şekilde anlatmak gerekirse,  AM sinyalinin, taşıyıcı sinyali ve sinyalin alt veya üst tarafının kesilmesi ile oluşturulan, gücün tamamını çok çok dar bir bandtan iletebilen halidir.

Bunun tabii ki avantaj ve dezavantajları var.

Avantajı, çok daha düşük güçler ile çok daha uzaklara erişebilmeyi, dar bir band aralığında çok fazla amatörün haberleşebilmesini sağlar.
Dezavantajı ise ses kalitesinin iyiden iyiye kötüleşmesidir.

AM ve SSB karşılaştırması şu şekilde görülebilir.


SSB modülasyonunda yukarıda bahsettiğimiz gibi, sinyalin bir kısmı kesilir. 
Bu kesilen kısmın yönüne göre LSB veya USB yani Lower Side Band veya Upper Side Band ismini alır.

7 MHz bandı dahil, 7 ve daha altı frekanslarda LSB modülasyon kullanılırken, Üst bandlarda USB modülasyon vardır.

Tabii istisnaları mevcut.
JT65, FT8 gibi dijital modların kullanımı sırasında frekanstan bağımsız olarak USB modülasyonu kullanılır. 
Ayrıca , uydu çalışmaları sırasında, Lineer transponder içeren uydularda TX LSB, RX USB olarak yapılır. Ama dediğim gibi bunlar istisnai durumlar.


Peki , pırıl pırıl HiFi kalitesinde konuşabilmek varken, niye bu amatörler VHF UHF hatta GHz bandlarında SSB kullanmakta ısrar ediyor?

Cevabı yukarıda saklı.

Bir, FM çok geniş bir band kaplar. Bu da kullanılabilir aralıkları azaltır. Aynı anda konuşabilecek istasyon sayısını oldukça düşürür.

Düşünün ki 7 MHz bandında 7.00-7.200 kHz arası amatör band, Burada contest zamanı yüzlerde istasyon duyabilirsiniz. Eğer FM kullanılıyor olsaydı, 20 operatör ancak kullanabilirdi.

Ayrıca, cihazınızın ürettiği 100W'Lık bir gücü çok geniş bir aralığa yaymakta, çok daha noktasal bir aralığa sıkıştırmak menzili açısından da oldukça fark yaratır.



Bu yüzden her ne kadar, bazı amatörler tarafından SSB , sadece HF bandlarında kullanılıyor olarak bilinse de, özellikle DX yani uzak mesafe haberleşmesi yapan amatörler tarafından tüm amatör bandlarda kullanılmaktadır.

Bu yüzden, bulunduğunuz şehrin röleleri haricinde de bir yerlerle konuşabilmek, VHF'te bile birkaç bin km mesafeler gidebilmek istiyorsanız, mutlaka ama mutlaka, VHF ve UHF bandlarında da SSB çalışabilecek cihazlar edinmeye bakın.

Digital modları kullanabilen (DMR gibi) telsizler her ne kadar size daha teknolojik, daha eglenceli gibi gelse de, amatörlük CW ve SSB ile başlar.
Bir yatırım yapacaksanız bu yönde yapmanızı amatörlük açısından tavsiye ederim.




Yeni(Çok ta değil) bir dijital Mod.. Q65

 Selamlar, HF dünyasından insanlar önce jt65 ile tanıştı, sonrasında FT8 ve FT4 ile zayıf propagasyon şartlarının olduğu zamanlarda düşük gü...